6 Temmuz 2009 Pazartesi

Sınav zamanı...

1- Neden bir ilişkiden sonra, bu ilişki bir şekilde ortaya çıktığında yada çıkartıldığında,yahut bittiğinde yataktan kalkanların erkek cinsinden olanına "çapkınlık madalyası" verilirken, diğeri yani kadın olanı "o....." olarak etiketlenir? Bu çifte standartın (varsa) mantıklı gerekçelerini maddeler halinde yazınız.

2-Neden "Aşk" kavramı, tasavvuf, sonsuz aşk, ilahi aşk gibi kavramların eşliğinde servis edildiğinde derin bir saygı uyandırdığı halde, salt AŞK istiyorum diyen adam yada kadın, tensel bir açlığın pençesinde kıvranıyormuşcasına muamele görür?

3- Neden, boşanma, ayrılık vs.durumlarda taraflar, geçmişte paylaştıkları şeylerin mahremiyetini unutup, sırf kendini haklı kılabilmek için, biriktirdikleri bir sürü bilgiyi ortaya saçacak kadar kendini kaybederler? "Bir şeyin kalitesi bitişinde belli olur" sözünün de ışığında bu durumu açıklayınız.

4-Neden insanlar, cevabına inanmamak üzere kendilerini şartladıkları soruları sorup, yine kendi "san"dıkları şeylere inanmaya devam ederler? Bu aşamada sorgulamanın gereği nedir? Yargısız infazın vicdani yükünden kurtulmak gayretinin bu konu ile ilişkisini açıklayınız.

5- Herkesin kötü, herkesin ahlaksız, herkesin güvenilmez olduğu fikr-i sabiti ile hareket eden kişilerin durumunu;Veli'ye sormuşlar. Alemi nasıl bilirsiniz? El cevap :Kendim gibi.. Kendim gibi.. Kıssasından yola çıkarak analiz ediniz.

.....................
*Sınav süresi dilediğiniz kadardır.
*Cevap kağıdına isimlerinizi yazmak zorunda değilsiniz.
*Cevaplarını yorum olarak göndermek istemeyenler, profilde yazılı e-mail adresinden bana ulaştırabilirler.
*Soruların herbirinin kaç puan olduğuna karar vemedim.100 e tamamlanacak bir kombinasyon buluruz elbet.

Sınav başlamştır..
Herkese başarılar.


5 yorum:

  1. 1-Bu durum yaşadığımız toplum için geçerlidir.Daha medeni ülkelerde, beraber girilen bir ilişkinin sadece tensel bir istek veya istenilesi bir beraberlik olduğu toplumlarda, adı oldu ve bittidir. Sonunda bir etiketlenme durumu yoktur.

    2-yine bu toplumda AŞK isteyen bir kadın (yalnız kadın diyorum çünkü ERkek ERdir ve dilediğini isteyebilir. Ona herşey mübahtır) ARsız bir kadındır! sadece yaşadığımız toplumda!

    3-bu toplum sadece kendi egosunu tatmin etmek isteyen ve yaşayan insanlarla dolu, eğer kişi tatmin olmamışsa işin var demektir. sonuna kadar uğraşır, bitirir, yer, yener veeee oldu işte EGO tatmindir, ortalık dağılmış,insanlar kırılmış,dağılmış umurunda değildir!
    yaşadığımız toplumda!

    4-cevabı bilirde kendini kandırır işte! (bu sorudan puan almasamda olur)

    5- ''kişi kendinden bilir işi! ''


    sadece okuyucunum Cansu ben.

    YanıtlaSil
  2. 1- aslında ikisi de madalyadır, paslı bir demir sadece.. dileyen takar, dileyen atar..böyle çok madalya var bu sürü toplumda.. çeşit çeşit.. (sürü de mantık aramak, çobanları ve kurtları ürkütür..)

    2. dindir asıl servis edilen aşk tepsisinde..aşkın kendisi gibi görünendir.. ve tanımaz olursun kendini; yedikçe bu tepsiden.. kendini bilen olarak aşk istediğinde ise utanırlar senden, utandırırlar seni.. ve sonra da ahlak sunulur aynı tepside..

    3. asıl mahremiyetlerinin derdine düşmüşlerdir belki de.. ve aslında nasıl başladıysa öyle bitmiştir..

    4. eksik insan; sürü toplumdan gördükleriyle tamamlar kendini.. aslında bu daha çok eksilmektir.. bu davranışların nedenlerini o eksiklerde aramalıyız..

    5. herkes kötü, ahlaksız ve güvenilmezdir, tıpkı velinin söylediği gibi.. ama neyse ki ben velilere de inanmam..

    YanıtlaSil
  3. 1.
    sana öğretmediler mi bu ülkede ,kocanın yatağında bile olsan ,hareketlerin azıcık aşırıya kaçsa ,adın bellidir.ve malesef istek yataklarımızdan sadece birimiz o.. ,olarak kalkarız ki,bunun erkek olduğu görülmüş şey değildir.o yüzden ne zaman ,ne yaptığın kadar değil ,kimle yaptığının da önemi vardır.kıymet vereni bulmazsan üç kuruşluk olursun ağızlarda.erkeklerin kriteri var mı yok mu ben bilemem ,bildiğim yapmayacaksın kuralıdır.yapmayacağımız şeyinse niye doğamızda olduğunun cevabını tanrıya bırakıyorum.

    2.
    bütün aşklar,tensel başlar aslında daha doğrusu salt aşk olarak başlar,birinin diğerine duyduğu olağanüstü duygu silsilesidir,ve buradan ilahi aşka yürünür.sevmediğimiz biriyle yatarmıyız,kişisel cevabım hayırdır ama sevdiğimiz insana dokunmayı isteriz ve bunu birileri illa cinsellik diye niteleyecekse yuh bize.hani ikinci dünya savaşı sırasında kadın ve adam sevişirler,adam su almak için mutfağa gider ve evin orta yerine bomba düşer,kadın tanrıyla pazarlık yapar ,eğer ona hiçbişey olmazsa onu ömür boyu görmeyeceğim,sana söz veriyorum der.ve adam kapıdan içeri girdiğinde kadının ilk düşündüğü şey niye ölmedin olur,yokluğun katlanmak kolaydır zira,çünkü ondan sonrası iradenin ve görmeden aşık kalabilmenin sınanmasıdır.hodri meydan,sence bu sözü kim tutabilir,kadınlar mı ,erkekler mi?

    3.
    böyledir,malesef böyledir,erkek ,er oluş haliyle bizi tehdit eder,böylesini kendine yedirir.sanki bir aşkı kurtarmak için,yaşamak için iki kişi gerekmezde ,herşeyin sonunda ,sizi en kutsal yerlere koya koya seven o adam sizi başkasına kaptırmayı ,onunla paylaştıklarınızı bir başkasıyla paylaşacağınız düşüncesinin kıskançlığından sıyrılamaz ve sizi tü- kaka yapmaya karar verir.bilmez ki,her aşk parmak izleri gibi kendine özeldir ve kanayan yaralarımız kapanmadan ,hiçbişey yaşamayız ama erkek kimyası farklı çalışıyor olmalı,daha dakkikasına kendimizi başka kollara attığımızı düşündüklerine göre.ne mideymiş bizdeki değil mi!

    4.
    görünen şeyin ispatı olamadığı gibi,her görünene de inanılmaz.bu maddenin kadını-erkeği yok bence.sabit fikirli insanların en önemli amaçları ,kendi fikir ve duygularını doğrulayarak haklılıklarını ispat etmek ve bu yolla kendilerini rahatlatmaktır.haklıdırlar işte,onlar dememiş miydi,bak nasılda herşeyin iyisini ,doğrusunu biliyorlar.o yüzden sen burada kendini paralasan inanmazlar,olmadı dinlemezler.işin ucunda ikna olma ihtimali bile onları hasta etmeye yeter.o yüzden ne deseniz anti bir tezle karşınızda dururlar.yürüyün derim.

    5.
    belki de o yüzden bu dünyada bakıldığında insnaın kalbinde kötülük olmaycağına inanıyorum,insanlara inancımı koruyorum.biri diğerini bile ,isteye kırmaz ,incitemez.insan oluşumuza sığmaz bu ,kaldı ki,bir zamanlar sevdiğin değer verdiğin biri olsun .ben aynaya bakıyorum,gördüğüm şeye bayılıyorum.keşke herkes benim gözümle görebilse dünyayı ve kendilerini.öte yandan herkesin mükemmel olduğu,olmaya çalıştığı bu dünyada benim sadece basit,sıradan bir şarkı olaya çalışmam da enteresandır.bana göreyse iyidir.allahtan ne veiye ,ne deliye inanıyoruz da ,işimiz nispeten kolay.

    yazar,boşuna cevaplarını aramaktasın ,biride çıksın ,evet böyleyim desin.kusurlarını,köşelerini,kalıplarını kabul etsin.olmaz ama değil mi?

    YanıtlaSil
  4. Ne de olsa insan; hepsi hayvan..

    (Kaç aldım?)

    -mka-

    YanıtlaSil
  5. benim bu sınav için raporum var hocam, umarım bu cevaplarımı bir telafi olarak değerlendirirsiniz.

    1- yataktan önce ayrılan kişi erkekse çapkınlık madalyası almıyor yada bir bayansa orospu damgası yemiyor bu düşünceler tamamen senin kişisel fikrin olduğunu düşünüyorum.

    2- okumak cehaleti alır ama eşeklik baki kalır.

    3- tarafların kişiliklerinin en büyük kanıtıdır. yenilmeyi kimse hazmedemz, her yiğidin harcı değildir "yenildim" demek işte bu yüzden ellerindeki son kozlarını ortaya sürerler. tıpkı köşeye sıkıştırılmış ve öldürülecek olan bir kedinin ölmeden önce son pençe darbesini sallamsı gibi.

    4- hayat öyle bir platform ki bazen olan olayları değerlendirirken bunuda mı görecektim diyebiliyoruz. işte bu şekilde yaşadığımız için olayları artık kendi kurguladığımız gibi ele almayı tercih ediyoruz. her ne kadar olayları kendi kurguladığımız gibi düşünsekte karşı tarafa bir savunma hakkı doğduğunu bildiğimiz için ve adalet yerini bulsun diyerekten bir söz hakkı veriyoruz. ama savunmacı taraf ne anlatırsa anlatsız biz her zaman kendi zihnimizde kurguladığımız olayı kabul ederiz.

    5- fikir ve zikir olayı.

    YanıtlaSil