15 Temmuz 2009 Çarşamba

c/esaret

Şimdi biz, yani taife-i nîsa ,neden seçilmeyi beklemek durumundayız?
Yada beklemek durumunda mıyız?
Neden böyle bir edilgenliği kendimize reva görüyoruz?
Neden bizim de delice aşık olmak, aşkını itiraf etmek, reddedilmek hatta kapıdan kovulmak gibi bir lüksümüz yok?
Yani çok mu ayıp?
Çok mu onur kırıcı bir şey bu?
Çok mu bu aşağılayıcı?
Neden kaçarak büyük balık olmaya çalışmak gibi bir gayretimiz var?
Neden , duygularını dile getiren bir kadın kolay kadın muamelesi görüyor çoğu zaman?
İnsanın yüreğinden geçeni söylemeyip, türlü oyunlarla beni seç diye yakarması daha mı güzel?
Ahmak bir kibir, adını asalet koyduğumuz riyakarlık uğruna, AN dediğimiz güzelliklere dokunamamak hangi akla sığıyor?
Neden "yüreğinin götürdüğü yere git" adlı bir kitabı defalarca hatmedip, sonra bırak gidebilmeyi, dile bile getiremiyoruz içimizdekini?

AN-LA-MI-YO-RUM...

Düşünüyorum..
Hiç bir zaman duygularımı içime atmayı beceremedim..
Koçlar gibi aşık oldum..
İlan-ı aşk ettim..
Reddedildim..
Haa şunu da unutmamak gerek, kadın olduğunuz için kimse sizi, sizin onları reddettiğiniz gibi kaba cümlelerle reddetmiyor.
Korkmayın..
Bir duygu varsa..
Bunun da bir muhatabı varsa..
Bunu bilmek Onun hakkı değil mi?
Hele bu aşksa...
Bu ateşten bir topsa..
Atarım topu muhatabına..
O ne yapar kendi bilir...
Hem çok da keyiflidir "artık top sende" diyebilmek..

Evet riskli mi?
Ama risk olmadan kumar oynanmaz ki..

Bu sözü seviyorum..
Hangi kumarbaz kazanmak için oynar?
Kumarın cazibesi sonucun bilinmezliğindedir...

Hadi biraz cesaret..
.......................

Şimdi bir aklı evvel çıkar küllü cahilin cesur der bana..
Kim ne derse desin...
Umurumda değil..







7 yorum:

  1. cezmi ersözün bir şiiri aklıma geldi yazını okuyunca:)Aşk Bu Dünyanın Ölçüleriyle Açıklanamaz Sevgili
    O İlkel Bir Acıdır, Yaban Bir Ağrıdır.
    Gelir ve İçimizdeki O Çok Eski Bir Şeye Dokunur.
    Sonra Bir Perde Açılır ve Yolculuk Başlar
    Bu Yolculukta Artık Para, Tarifeler
    Beklentiler, Randevular, Taksitler, İş,
    Anneler ve Korkular Yoktur
    Aşkın Kendi Gerçekliği Vardır Sevgili.
    İnsan Başka Bir Işığa Teslim Olur,
    Daha Derinden Anlamaya Başlar, Bilgeleşir
    Hiç Bilmediği Sezgileriyle Buluşur
    neden lüksümüz olmasın ki bunda utunılacak yada korkulacak ne var.kadınlar duygularını açıklayamazmı?hissedemezmi.bir erkek kadar duygularını açıga vurma cesaretini toplayamazmı,bunu başarabilen kadın asıl kadındır.ne istedigini bilen kadın:)umarım yazınız kadar cesaretiniz de vardır:)

    YanıtlaSil
  2. sanırım tek ve en büyük cesaretim de bu..hissettiğim şeyden utanmamak..

    YanıtlaSil
  3. en güzel hisleri kalpte besleyip dile getirmek utanç olmamalı,yaşama bir kere geliyoruz,tekrar gelme şansım olsaydı şayet yine hissettiklerimi bagıra bagıra söylerdim,tabi o şanslı insan olsaydı şuan,hatta hiç gocunmaz diz çökerdim önünde ,gözlerinin içinde kaybolmak denizin derinliklerinde kaybolmak gibi olsada içimden ne yapmak geçiyorsa ne söylemek geçiyorsa hiç düşünmeden söylerdim.bakın şimdi ah bir sevdigim olsa diyecegim ya imrendim ne kadar talihsiz bir kulum ben:(

    YanıtlaSil
  4. Bunun için üzülmeyin.. Bu kadar istiyorsanız mutlaka buna muhatap biri çıkacaktır karşınıza.. Bence bu cesareti olmayanlar üzülmeli, yada karşısında bu kadar cesur birini bulamayanlar.. :)

    YanıtlaSil
  5. Ya yazınızı ve yorumları okuduktan sonra şey geçti içimden: Hemen gidip ona söylemelyim aşkımı, hemen bilmemli ki aslında hiç kendini kandırmıyayım zaten biliyor ve sizin aksinize keşke söylemeseydim diye düşünmekteyim, yaşamın her tarafında her aşamasında bir iktidar vardır ve bu şekillendirir hem sizi hemde ilşkilerinizi ve açıkçası birşeyleri ya da direk yazyım aşkını çok net dile getirmiş bir kadın olarak ama hayır ya hala arkasındayım ben bunu hissediyorum diyebilmek güzel ancak zaman şunu öğrettide değil birilerinin buna değmesi gerekmekten öte ki değmeyen bunu hakketmeyen çok fazla insan da bu itiraflardan nasibini alsada asıl mesele nedir biliyormusunuz; Cezmi Ersöz'den bahsedilmiş ya aynı Cezmi bir yerlerde özetle şunu demişti: Anca vahşiler aşık olur pis insnalar sevebilir, dağlılar kendilerini unuturcasına başkalarıyla sevişebilir sevebilir aşık olur...:) Sanırım öğrendiğim de buydu aşk müthiş bir his ve bu 'dağlı gibi'yi taşımak, yansıtmak gerek belkide cesaretsizliğimizde bundan kaynaklı yada içimizdeki o kurallardan kurtulmalıyız bilemiyorum ama böylesi olamdıkça bence bu cesarettinde pek bir önemi olmuyor sanki, bir süre sonra yabancılaşıyor yanınızdaki gövde zira siz kendinize yabancısınız bir anlamda ve herşeyi ama herşeyi kül edecek aşklara yelken açmak dileğiyle... Ve ama Murathan Mungan'ın dizelerinde ki gibi çok geç olmadan evet:'Gün gelir hesap sorar, yaşanmamış duygular... Yüzümüze örtülür böyle geç kaldığımız kapılar...'
    Elinize sağlık çok beğendim, ilk baştada söylediğim gibi c/esaret geldi bu yazdıklarınızdan sonra:)...

    YanıtlaSil
  6. sevgili Göknur, yorumların beni inanılmaz yüreklendiriyor ve besliyor.. Çok teşekkür ederim..Seni hiç tanımasam da cesur bir kadın olduğuna bahse girerim..
    sevgiler.

    YanıtlaSil
  7. ..
    Birazdan Sabah Olacak...
    Para, Tarifeler, Beklentiler, Randevular, Taksitler,
    İş, Anneler ve Korkular Başlayacak...
    Bunlar Varsa Bizim İçin Geçerliyse
    Aşk Yoktur ve Hiç Olmamıştır Sevgili.
    Birbirimizi Kandırmayalım...
    Hadi Güne Hazırlan,
    Yaşadıklarımızı Unutmaya Çalış
    Aşk Bize Güvenip Verdiği Büyüsünü,
    Sırlarını, Cesaretini, Bilgeliğini ve O İlkel,
    O Yaban Ağrısını Geri Alacak
    Bunlar Olurken İçimiz Bir an Üşüyecek,
    Sonra Geçecek...
    Hadi, Oyalanma Birazdan Yarın Olacak...
    AŞKTA YARIN YOKTUR SEVGİLİ

    Cezmi Ersöz

    YanıtlaSil