
-Yavaş! Acele etme, tamam .Daha vakit var. Randevu ikide zaten.
-Olsun gidelim de biran önce, sıramızı başkasına verirler filan.
-Öyle bişey olmaz .Merak etme.. Hadi sen otur bekle..
-Ben de geleyim seninle..
-Gerek yok.. Bekle sen. Bi çay alayım mı sana.
-Yok .. Hadi git gel...
O uzun , upuzun koridoru kimbilir kaçıncı defa yürüyordu umutsuz adımlarla.. Elinde üçbeş kağıtla doktor göründü.
-Hah, geldiniz mi. Harika . Hadi hemen başlayalım. Sanırım bu defa bişeyler bulduk.
Genç adam, doktorun karşısındaki koltuğa oturdu. Yüzü her zamanki gibi ifadesizdi.. Onun bu tavrı, doktorun sinirlerini bozuyordu.Doktor içinden "oynuyorsun biliyorum, kimse bu kadar kayıtsız olamaz" diye geçirirken genç adamın zihninden "yapma doktor, ben duyarlı insan olduğunu ispat için kendine popüler bunalım hastalıkları yakıştıranlardan değilim" cümlesi geçiyordu.
Ama doktor duymuyordu ..
-Sorunun ne olduğunu bulduk..
-.....
-Ne olduğunu sormayacak mısın?
-Bu kadar uğraştıktan sonra bulduğunuz sonucu kendinize saklamayacağınızdan eminim zaten..
-Neyse... Sorun şu..Yaptığımız testlere göre direncinin bukadar düşmesinin sebebi **** eksikliği.. yani senin anlayabileceğin ifadeyle NEFRETİN EKSİK.. Şimdi bir kaç test daha yapmamız gerek.
-Kafama yine o aptalca şeyleri takacaksınız değil mi?
-Evet . Ama bu defa daha kısa sürecek..
-Tamam.
-Dışarda oturan adam...
-Dedem...
-Senin için endişe ediyor değil mi?
-Biliyorum.. (Ah doktor umurumda olan tek şey de bu zaten.. O ihtiyar adam benim için endişe ediyor.. Her defasında benimle beraber o kadar yolu gelip, saatlerce bekliyor.. Bu kapıdan çıktığımda yine, tamam mı bittimi der gibi birşey sormadan bakacak.. Ve ben, ona verecek bir cevap bulamayacağım... )
-Bak bu defa sonuca yaklaştık.. Şimdilik sana verdiğim ilaçları almaya devam et. .Uykunu düzene sokmaya yardım edecektir. (Etmiyor sersem.. etmiyor.. Beynimin içinde kıvranan yılanı uyutmuyor o küçük renkli şekerlemeler..Sırf bu yüzden içki bile içemiyorum. En azından içince uyuşturabiliyordum beynimi)
-Yarın gelirsin.. Bir kaç saat sürecek bir test.. Bir hocam görmek istiyor seni..
- .... (Vayy, terfi ettim desene.. Proflar tarfından gözlemlenecek bir kobay gibi hissediyorum kendimi.. Halbuki bana sorsan sana ne olduğunu , neden olduğunu söyleyeceğim ama sormazsın. Uzman sensin ya.. sen koyacaksın teşhisi değil mi.. İyi sen bilirsin ara da bul bakalım)
-Saat 09.00 da burda ol.Bu gece ilaçları alma.. Sonuçları etkilemesin Doğal halinle gözlemlemek istiyorum seni.
-...(Nihayet yaaa.. Bu akşam içebileceğim... off sarhoş olmaya ihtiyacım var.. sana söz doktor senin yerine de içeceğim.Ne de olsa senin düzenli yaşantın böylesi taşkıınlıklara izin vermiyordur.. Merak etme senin içinde... söz sana.. Akşam, çocukları bulmalı...)
-Bana sormak yada söylemek istediğin birşey var mı?
-Hayır..
-O halde yarın sabah görüşürüz..
-Görüşürüz...
Kapıdan çıktı..İhtiyar adam, onu görür görmez ayağa kalktı. Onu incitmemek için soramadığı onlarca sorunun gözlerine yansımasına mani olamıyordu.. Hiç birşey konuşmadan binadan çıkarlarken genç adam hala kendi kendiyle sohbetteydi.( ahmaklar sürüsü.. Nefretim etsikmiş..nedenini bulacaklarmış.. ha haaa.. Ben söyleyim mi neden nefretim eksik.. Çünkü kimseyi nerfet edebilecek kadar sevmiyor ve umursamıyorum..Sorun nefret hormonlarımda değil.. Bir de sevgilerimi kontrol etmeyi akıl edebilseydiniz.. ama uğraşın bakalım.. Nasılsa pes edeceksin sen de doktor.Sende senden öncekiler gibi pes edeceksin )
Otobüs durağına geldiklerinde, duraktaki banka yazılmış silik bir yazı dikkatini çekti:
Şeb-i yeldayı müneccimle muvakkit ne bilir, Müptela-i gama sor, geceler kaç vakittir...
Gülümsedi..Cebinden çıkardığı kalemle altına şunları yazdı..
Gecelerin kaç vakit olduğunu merak ediyorsan beni ara...05* *** ** **
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder