25 Temmuz 2009 Cumartesi

t/erk

Lügat bir isim ver bana halimden;
Herkesin bildiği dilden bir isim.
Eski esvaplarım tutun elimden;
Aynalar söyleyin bana ben kimim.

Kelimelerin hakimiydi güya.. Tanrının, musavvir sıfatından nasibini alanlardan biri.. Öyle ki HÂL dediğinde, kelimeler kendiliğinden peş peşe dizililirdi meramı anlatan en güzel ifadeler için..
Ama şimdi..
Bu başkaydı.. Şimdiye kadar, "başka" dediği "başka"lıkları sıradan kılan bir "başka"lıktı bu.. İçinin bir yerinde küçük bir düğüm.. Parmaklarına baktı.. İnce, mahir parmaklarına.. Bu parmakların işi değildi böylesi düğümleri çözmek.. Bir kelime.. Bir kelime diye mırıldandı.. Adını koyabilse muhakkak ki, arkası gelecekti.. Elini, beyninin ve ruhunun derinlerine daldırdı.. Her defasında buldum diye çekip çıkardığı kelimenin hiçbiri isim olmaya yetmiyordu HÂLe.
Sûr üflenmişti sanki.. Kelimelerin kıyameti kopmuştu adeta.. HÂLin dehşetiyle, mahşer günü evladını tanımayan anneler gibi, herbiri birbirine sırtını dönmüş yada dilsiz cümlelerin altına gizlenmişlerdi belki de..
Yoktu..
Bitmişti..
"Son" böyle bir şey olmalıydı..
Kalemi ,defterin üzerinde, tek bir noktada öylece donup kalmıştı.. Aczinin şahidi olan herşeyden olduğu gibi onlardan da nefret etti...
Madem ki bir işe yaramıyorlardı, yok olmalılardı ..
Kalemi, bir bıçakmışcasına kavradı öfkeyle.. Defterin göğsüne sapladı.. Korkunç bir çığlık, fırlayıp düştü masanın üzerine.. Aldırmadı..
Sonra bir daha..
Bir daha..
Bir daha..
Ve bir daha..
...
Defterin parçalanmış yüzüne gülümseyerek baktı.. Hırsla kırdı kalemini...
Artık şahit kalmamıştı..
Şimdi ,son bir hesabı vardı görülecek..
"Kelimeler" dedi dişlerini sıkarak.. Onların da yok edilme vakti gelmişti.. Gözü dönmüş bir halde yürüdü kelimelerin üzerine..
Kelimeler korktu..
Kelimeler titredi..
Yakalayabildiklerini boğazladı, lime lime etti.. Yakalayamadıkları da çekip gitti usulca..
Bütün herşey gibi, kelimeleri de o'nu terk etti..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder