Râm ol bana ruhun yeni bir Âleme girsin!
Sesin sahibini görmek için doğruldu yataktan.. Etrafına baktı.. Kimsecikler yoktu.. Perdesi savrulan pencereye yöneldi.. Uyuyordu şehir.. Deniz uyuyordu.. Ağaçlar.. Çiçekler.. Kuşlar uyuyordu.. Gecenin bir yarısı Onu uykusundan kaldıran davetin sahibi kimdi? Bilemedi..
Vaad , göz kamaştırıcıydı: Yeni bir Aleme girmek..
Ya talep.. Talep sanıdığı kadar kolay değildi.. Görecekti..
Ses, bir kez daha seslendi meçhul bir yönden:
Râm ol bana ruhun yeni bir Âleme girsin!
Yazmış kaderin Aşkıma ömrünce esirsin..
Ve anladı , bu bir davet değil, emirdi.
O artık aşka aşık olmaya memur edilmişti..
.............
Aşkı yazmak.. Yazamamak yada.. Oturmak ve bildiği bütün kelimeleri dökmek kucağına, aramak içlerinden aşka en yakın olanları.. Peş peşe sıralamak.. Yine de eksik kalan birşeyler olduğunu bilmek.. Eksiğin adını bilmese de bir eksik olduğunu hissetmek...
Desem ki AŞK; sesini duyunca kalbinin ritminin bozulmasıdır.. Ya sesini duymaktan bile korkma hali?
Desem ki AŞK, dokunduğunda teninin kavrulmasıdır.. Ya dokunamadığın ve dokunmayacacağın bir teni düşlerken bile canın teni terketmesi ihtimali?
Desem ki Aşk, gözlerinin içinde kaybolmakdır.. Ya kaybolmak istediği o gözlerin neye benzediğini bile bilmeme hali..
Desem ki AŞK, adının ilk hecesinde dilin tutuşmasıdır.. Ya tutuşturacak o kelimeyi bilmemek ama onunla zikretmek hali?
Desem ki Aşk, geceler boyu rüyalarında onun görmektir.. Ya geceleri onu düşünmekten uyuyamama hali?
Aşk malum mudur? Meçhul müdür?
Maluma mıdır? Meçhule midir?
Nedir Aşk?
Körlerin fili tasviri gibi bir şey bu yapmaya çalıştığımız.. Herkesin aşkı ,kendi ruhuyla, kendi kalbiyle, kendi idrakiyle sınırlı..
Benim aşkım seninkine, seninki diğerininkine benzemez..
Ne sen benimkine, bu aşk değil diyebilirsin.. Ne ben seninkine..
Aşk An'dır. Bir tek bunu bilirim.. Hesapsızdır.. Plansızdır.. Programsızdır.. Kapıların açık uyursun gelsin, beni bulup alsın diye.. Gelmez.. Kilitlersin heryeri, kaçarsın köşe bucak, bulur , yakalar seni.. Teslim alır..
Bütün kuralları, bütün inançları, bütün değerleri ayaklar altına alabilme halidir Aşk..
Bu yönüyle, bir isyan halidir belki de..
Kimi küçümser, hatta aşka ihanet gözüyle bakar dokunmaya, sevişmeye.. Oysa , aşk varsa eğer,kutsanmıştır bütün dokunuşlar bence..En yasağında bile aşkın, o aşksa eğer -ki bilir bunu insan, insan bu konuda kendini kandıramaz çünkü- bütün dokunuşlar kutsaldır.. Ve aslında, ruhunla bütünleştiğinin , teniyle taçlanmaktır..
Belki de Miraç'tır.. Ve o anda ,sadece aşkla aşılacak o arzın 7. katında, dökülür şehvetli dokunuşların kanatları.. Birtek Aşk kalır, bir tek aşıklar.. Ve onlar ,o 7. katın ötesine varırlar.. Tek beden, tek ruh..
Ram olmak.. Yok olmak.. Kaybolmak.. Sahip olduğu herşeyi terk, sonra o terklerin tamamını terk.. Ve O olmak..
Onun olmak değil..
Onunla olmak değil...
Onda olmak hali değildir Aşk..
Aşk ,O olmak halidir..
Ve Aşk ,2 nin 1 olma halidir..
Ve bu 1 olma halini unutmak, hiç bir zaman 2 olmadığını, ezelden beri 1 olduğunu bilme halidir..
Zordur..
Sanılanın ötesinde zordur hemde..
Ey AŞK!
Beni bağışla..
Seni AŞK diye yazıp, okuduğum bir kelimeye hapsetiğim için..
Bağışla beni, seni tasvire yetecek kelimelerden yoksun olduğum için..
Seni anlatmaya çalışma edepsizliğini kendimde bulduğum için..
Ve kelimeler..
Cüce kelimeler.. Yine beni yarı yolda bıraktınız.. Ötesi yok.. Geçemiyorum.. Bitiyor burda sözüm.. Nefesim burda kesiliyor.. Aşk'ın hudutsuzluğu tasvir edecek bir kelime arıyorum.. Sonsuz diyesim geliyor dilimin ucuna, ama seni sonsuz kelimesiyle bile sınırlamak istemiyorum...
Bana Aşkı anlat diyorsun..
Anlatamam..
Ben yaşarım sadece..
Yaşadıklarımı , yazmaya çabalarım.. Sonra bakarım eksiktir hepsi..Anlattığım ne varsa yarım..
Sen anlarsın..
Anlamazsın..
Anlar gibi yaparsın..
Yada anladığını sanırsın..
Aşk, hâldir..
Sadece ehline ayan..
Vaad , göz kamaştırıcıydı: Yeni bir Aleme girmek..
Ya talep.. Talep sanıdığı kadar kolay değildi.. Görecekti..
Ses, bir kez daha seslendi meçhul bir yönden:
Râm ol bana ruhun yeni bir Âleme girsin!
Yazmış kaderin Aşkıma ömrünce esirsin..
Ve anladı , bu bir davet değil, emirdi.
O artık aşka aşık olmaya memur edilmişti..
.............
Aşkı yazmak.. Yazamamak yada.. Oturmak ve bildiği bütün kelimeleri dökmek kucağına, aramak içlerinden aşka en yakın olanları.. Peş peşe sıralamak.. Yine de eksik kalan birşeyler olduğunu bilmek.. Eksiğin adını bilmese de bir eksik olduğunu hissetmek...
Desem ki AŞK; sesini duyunca kalbinin ritminin bozulmasıdır.. Ya sesini duymaktan bile korkma hali?
Desem ki AŞK, dokunduğunda teninin kavrulmasıdır.. Ya dokunamadığın ve dokunmayacacağın bir teni düşlerken bile canın teni terketmesi ihtimali?
Desem ki Aşk, gözlerinin içinde kaybolmakdır.. Ya kaybolmak istediği o gözlerin neye benzediğini bile bilmeme hali..
Desem ki AŞK, adının ilk hecesinde dilin tutuşmasıdır.. Ya tutuşturacak o kelimeyi bilmemek ama onunla zikretmek hali?
Desem ki Aşk, geceler boyu rüyalarında onun görmektir.. Ya geceleri onu düşünmekten uyuyamama hali?
Aşk malum mudur? Meçhul müdür?
Maluma mıdır? Meçhule midir?
Nedir Aşk?
Körlerin fili tasviri gibi bir şey bu yapmaya çalıştığımız.. Herkesin aşkı ,kendi ruhuyla, kendi kalbiyle, kendi idrakiyle sınırlı..
Benim aşkım seninkine, seninki diğerininkine benzemez..
Ne sen benimkine, bu aşk değil diyebilirsin.. Ne ben seninkine..
Aşk An'dır. Bir tek bunu bilirim.. Hesapsızdır.. Plansızdır.. Programsızdır.. Kapıların açık uyursun gelsin, beni bulup alsın diye.. Gelmez.. Kilitlersin heryeri, kaçarsın köşe bucak, bulur , yakalar seni.. Teslim alır..
Bütün kuralları, bütün inançları, bütün değerleri ayaklar altına alabilme halidir Aşk..
Bu yönüyle, bir isyan halidir belki de..
Kimi küçümser, hatta aşka ihanet gözüyle bakar dokunmaya, sevişmeye.. Oysa , aşk varsa eğer,kutsanmıştır bütün dokunuşlar bence..En yasağında bile aşkın, o aşksa eğer -ki bilir bunu insan, insan bu konuda kendini kandıramaz çünkü- bütün dokunuşlar kutsaldır.. Ve aslında, ruhunla bütünleştiğinin , teniyle taçlanmaktır..
Belki de Miraç'tır.. Ve o anda ,sadece aşkla aşılacak o arzın 7. katında, dökülür şehvetli dokunuşların kanatları.. Birtek Aşk kalır, bir tek aşıklar.. Ve onlar ,o 7. katın ötesine varırlar.. Tek beden, tek ruh..
Ram olmak.. Yok olmak.. Kaybolmak.. Sahip olduğu herşeyi terk, sonra o terklerin tamamını terk.. Ve O olmak..
Onun olmak değil..
Onunla olmak değil...
Onda olmak hali değildir Aşk..
Aşk ,O olmak halidir..
Ve Aşk ,2 nin 1 olma halidir..
Ve bu 1 olma halini unutmak, hiç bir zaman 2 olmadığını, ezelden beri 1 olduğunu bilme halidir..
Zordur..
Sanılanın ötesinde zordur hemde..
Ey AŞK!
Beni bağışla..
Seni AŞK diye yazıp, okuduğum bir kelimeye hapsetiğim için..
Bağışla beni, seni tasvire yetecek kelimelerden yoksun olduğum için..
Seni anlatmaya çalışma edepsizliğini kendimde bulduğum için..
Ve kelimeler..
Cüce kelimeler.. Yine beni yarı yolda bıraktınız.. Ötesi yok.. Geçemiyorum.. Bitiyor burda sözüm.. Nefesim burda kesiliyor.. Aşk'ın hudutsuzluğu tasvir edecek bir kelime arıyorum.. Sonsuz diyesim geliyor dilimin ucuna, ama seni sonsuz kelimesiyle bile sınırlamak istemiyorum...
Bana Aşkı anlat diyorsun..
Anlatamam..
Ben yaşarım sadece..
Yaşadıklarımı , yazmaya çabalarım.. Sonra bakarım eksiktir hepsi..Anlattığım ne varsa yarım..
Sen anlarsın..
Anlamazsın..
Anlar gibi yaparsın..
Yada anladığını sanırsın..
Aşk, hâldir..
Sadece ehline ayan..
susutm sadece okudum ve sustum aşk neydi,yada duydugum ne söylemek istedigim sözlerin aktarılmasımıydı hece hece..desem ki aşk senin gözlerinde kaybolmak,senin teninde varolmak senin kokunu içime hapsedip dudaklarına mühür vurmak.desem ki her an seni üzlemek,içimin,ruhumun,nefes alışımın tek sebebi olmak....bırak bu gece gözlerim sana hasret,dudaklarım susuz,ellerim öksüz,bırak seni içimde hissedeyim,sen ben ben sen tek vucut ol mesela.Bırak kendini bana ben anlatayım aşkı sana...
YanıtlaSil'Aşk, hâldir..
YanıtlaSilSadece ehline ayan...'
Elinize sağlık...
"Aşksa olur demiştim bir keresinde...
YanıtlaSilPlanlamazsın, üzerine düşünmezsin, düşlemezsin...
Sen farkında değilsindir ama aşk yola çıkmış geliyordur, evde yokum diyemezsin...
Yaşarsın sadece...
Aşk... mı?
İtirazım yok, olursa olur...
Olmazsa...?
Şu kısacık ömre sığan anlardan bir senaryo yazarım kendime..."
yazmıştım an defterime...
aşk gelir ve bulur... an'dır ve o an'da senin haliyeti ruhunun bir önemi yoktur...
? ; Hepimiz anlatalım değil mi Aşkı kendi meşrebimizce.. Anlat bakalım seni dinliyorum..
YanıtlaSilGöknur ; haksız mıyım.. Yoksa kim nasıl anlar ki..
evren ; o an.. diyorum işte.. o an..
... Aşk biraz sevgilinin suretine bürünmekdir gibi bir hal... Ve evet haklısınız aşık için derler ya zaten gözü görmez bir şeyi, bu 'ehline ayan'lıktandır sanırım...
YanıtlaSil