16 Mayıs 2009 Cumartesi

kifayetsiz muhterisler..

Etraf halinden şikayetçi insanlarla dolu.. Suratlarda aynı memnuniyetsizlik..Hadi bir itiraf, aynaya bakınca gördüğüm yüz de buna dahil ..

Sanki hepimiz, aslında dünyanın var olan bütün nimetlerini hak etmişiz de şu felek var ya şu felek … İşte o kahpe felek, işi gücü bırakmış bizimle uğraşıyor.. Allahım, bu nasıl bir kendini beğenmişliktir.. Bu nasıl bir kendini dünyanın merkezi sanma ahmaklığıdır.. Neden , kendimizi bi halt sandığımız anlarda, kulağımıza bir ses üflemezsin.. “Eyy kendini bir halt sanan.. Sen, koca kainatta bir toz zerresi kadar bir şeysin” desen ya bize.. Tamam akıl , fikir, idrak verdin.. Verdin verdin de biz o verdiklerini yok ettik evvel senin iznin ile.. Üstadın muhteşem bir yeni nesil tanımını hatırladım.. Zihnimde kaldığınca(!) :”Dimağı cihazı iptal, hazım ve tenasül cihazı alabildiğine ihya edilmiş bir nesil.” Al ölçüyü , ölç bu günü.. Tam uymadı mı Allahını seversen söyle.

Hep hak ettiğimizden fazlasına talip olduk.. Kifayetsiz Muhteris.. İşte taptığım tanımlama.. Tek atı olanı biz beğenmedik, iki atı olan da bizi almadı.. Evde kalınca da “kahpe felek” nedir bana kastın yaygarası..Eski iş yerimde bir kızcağız , 30 u aşmış, güzel sayılmaz, en kötüsü kafa bomboş.. İşte ideal koca ölçüleri :Zengin olsun, kültürlü olsun, yakışıklı olsun, 35 i geçmesin.. Ahh be güzelim, iyi de o adam 20lik tazeler varken seni ne halt etsin cümlesini kurmak gafletinde bulunduğumda yüz hatlarını görmeliydiniz.. Gerçeklerle yüzleşmek korkunçtur.. Bü yüzden de aynayı kimse sevmez.. Ben severim aynaları.. Bana bi halt olmadığımı hatırlatanları daha çok severim üstelik.. Niye mi? İnsan kendini kandırmayı başaramamışsa , etrafta riyakar yüzler görmek sinirine dokunuyor.. Ben kendini kandırmayı başaramayanlardanım.. Ne olmadığımı iyi bilirim en azından..

Tercihlerimi yaşıyorum.. Aldığım kararlardan ben müsebbibim..Pişmanlıklarım elbette var.. Ama oturup kendime ağlayamam..Hiç bir şeyim yoksa ,beni ben yapan acı tatlı bir sürü yaşamışlığım var. Yediğim kazıklarım var.. Alınmış derslerim var..İç güveyinden hallice olsa da , karalar bağlanmayacak bir hayatım var.. Ne demişler ; devir idare devri.. Hem ben iktisat okudum.. İktisat, sınırlı kaynaklarla, sınırsız istek ve ihtiyaçları karşılamak değil mi zaten.. Ben , iktisat profesörü bile olabilirim o halde..

Söz geldi, rahmetli babaannemin muhteşem sözüne..

Sevgili arkadaşlarım halinizden bu kadar şikayetçiyseniz, belli ki hiç ısırgan otuyla taharet almamışsınız.. Dilerseniz bir deneyiniz..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder