Nasıl yorgunum bilsen
Ten savaşlarından...
Dumanı tütüyor hala yıkılan evlerimin..
Sokaklarımda ağlayan kız çocukları..
Sonra el ayak çekiliyor,
Issızlaşıyor heryer..
Uluyor çakallar..
Yüzümde yarasa kanatları..
Sırtlanların lanet olası dişleri..
Salamı veriyor puhu kuşu...
Ve Çığlık..
Nefessiz kalasıya çığlık..
Tanrının işitmediği..
Ebabil kuşlarını çağırın artık..
Yok etsin beni..
Ten savaşlarından...
Dumanı tütüyor hala yıkılan evlerimin..
Sokaklarımda ağlayan kız çocukları..
Sonra el ayak çekiliyor,
Issızlaşıyor heryer..
Uluyor çakallar..
Yüzümde yarasa kanatları..
Sırtlanların lanet olası dişleri..
Salamı veriyor puhu kuşu...
Ve Çığlık..
Nefessiz kalasıya çığlık..
Tanrının işitmediği..
Ebabil kuşlarını çağırın artık..
Yok etsin beni..
Yüzünü bilmediğin bir adı sayıklamak daha zor olmalı.
YanıtlaSilAçıkçası, kullandığın fotoğraflar ürkütücü geliyor bana. Munch'ın çığlığına benzer çığlıklar yükseliyor yazdıklarından...
Bütün parçalanmışlıklarının arasındaki en büyük parça ona, yüzünü bilmediğim ad'a aitse...
Daha zor.
En büyük parçam bir inasana ait değil inan bana.. Belki de bu yüzden bu çığlıklar..
YanıtlaSil