11 Mayıs 2009 Pazartesi

Kadın Adam Kitap


Bulaşık makinesini boşaltıp, dolaplara yerleştirdi.. Bir yandan da, ocakta ağır ağır pişen kahvesini gözlüyordu, taşmasın diye.. Günün en keyifli anları başlayacaktı az sonra.. Öyle olmasını umuyordu.. Az sonra bütün vazifelerini yerine getirmiş olmanın huzuru ile kahvesini içecekti.. Zararlarını bir çoklarından iyi bilse de şu kahve mereti sigarasız da olmuyordu ki..
Bakır cezvede pişen bol köpüklü orta kahvesini ağır ağır boşalttı fincana.. Eğilip kokladı sonra.. “Mmm.. Harika” diye mırıldandı kendi kendine..
Kahveyi sehpanın üzerine bıraktı.. Son defa kontrol edeyim diye geçirdi içinden.. Usulca açtı odanın kapısını..Melekler gibi uyuyordu..Adı Melek ,kendi melek bir dünya güzeli.. Hayattaki tek başarısına gülümseyerek baktı.. Bir çırpıda binlerce güzel şey diledi Onun için..Yavaşça örttü kapıyı..
Televizyon, sadece ses olsun diye açık bırakılmıştı.. Sessizliği sevse de bazen ürküyordu ses olmamasından.. Küçük tıkırtıları dinlemeye dalıyordu sonra.. Odanın bir duvarını boydan boya kaplayan kitaplığın önünde durdu.. Kitaplar..Birileri bu kadar çok şey söylemişken yeni bir söz bulup da söylemenin güçlüğünü düşündü.. Elini raflardan birine rasgele uzattı.. Vaz geçti.. Kendi kendine çocukça bir oyun kurdu.. İki sayı geçirdi içinden 4 ve 9 dedi.. Dördüncü raftaki dokuzuncu kitap.. Bir şiir kitabını çekti usulca.. Kanepeye uzandı.. Sigarasını yaktı.. Tam o sırada usul ve titrek bir kadın sesi duyuldu televizyonda:
“Benzemez kimse sana / Tavrına hayran olayım…”
Eli gayr-ı ihtiyari kumandaya gitti, sesi açtı:
“Bakışından süzülen / İşvene kurban olayım…”
……..

Toplantılardan sonra yorgun argın eve kendini zor atmıştı.. İçeri girer girmez telefonlarını kapattı ilk iş.. Kimseyle konuşacak, kimseyi dinleyecek gücü yoktu..Üzerindekileri çıkarttı.. Sıcak bir duş iyi gelebilirdi. Öyle de yaptı..Duştan çıktığında kendini daha az gergin hissediyordu.. Buzdolabında atıştıracak bir şeyler olmalıydı.. Tabağa gelişi güzel bir şeyler koydu.. Maksat karın doyurmak değil mi diye geçirdi içinden.. Yemek yapma konusunda tembelliğine bahaneler uydurmakta üzerine yoktu.. Elindeki tabağı bilgisayar masasına koyup, içecek bir şeyler aldı.. “Bakalım ben yokken neler olmuş” diye gülümseyerek bilgisayarını açtı.. E-maillerine baktı.. Kayda değer bir şey yoktu yine..Günlük , daha doğrusu saate bakılırsa dünlük bile denebilecek gazetelere baktı.. Bunca koşuşturma içinde, bu kadar hızlı koşarken nasıl olup ta hayata yetişemediğini düşündü… Gazeteler de bitiverdi hemen..Bilgisayarı kapattı.. Tabağını ve bardağını alıp , kanepesine uzandı.. Televizyonun kumandasını eline aldı.. İyi ki yalnızım diye düşündü.. Kumandayı kimseyle paylaşmak zorunda değildi..
Kanallar arasında baş döndürücü bir hızla gidip geliyordu.. Ne olduğuna bile aldırış etmeden geçip gidiyor.. Sonra geri dönüyor. Yeniden gidiyor… Bilmediği bir şeyi arıyordu sanki.. Yine geçip gitti bir kanaldan, birden durdu, bir şey olmuşçasına.. Yavaşça geri döndü.. İnce bir kadın sesinde takıldı kaldı :
“Benzemez kimse sana / Tavrına hayran olayım…”
Yıllar öncesinden kumral bir hayal beliriverdi başucunda:
“Bakışından süzülen / İşvene kurban olayım…”
………..

Şarkı bitince dağılan zihnini toparlamak, zihnine düşüveren anılardan uzaklaşmak için elindeki kitabı gelişi güzel açtı kadın..

Siz geniş zamanlar umuyordunuz,
Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi anlatmak.
Yılların telaşlarda bu kadar çabuk geçeceği
Aklınıza bile gelmezdi.
Gizli bahçenizde açan çiçekler vardı,
Gecelerde ve yalnız.
Vermeye az buldunuz
Yahut vaktiniz olmadı.
….
Gözlerini kapattı adam..
Kadın ,kitabı kapattı..

3 yorum:

  1. "Birileri bu kadar çok şey söylemişken yeni bir söz bulup da söylemenin güçlüğünü düşündü.."

    çok güç hakikaten...
    sevgilerde...necatigil.. vedat sakman

    YanıtlaSil
  2. Sesler; yanlizliktan korktugumuzda sigindigimiz kucak.
    Sessizlik, icimizi gostermesinden korktugumuz ayna.

    YanıtlaSil
  3. hemen hemen her şeyiyle yalan bir dünya mı bu. yalan konuşmalarla geçirilen bir günün akşamında yalandan bir evin kapısını mı açıyorduk her gün. kitap diye bir yalanın sayfalarına mı bakıyorduk sonra, uyku diye bir aldanışa mı yatıyorduk her gece bilmiyorum. ama yazdıkların tanıdık. ve televizyon kanallarını bir aşağı bir yukarı gezip durmak çok hüzünlü...

    YanıtlaSil