20 Mayıs 2009 Çarşamba

Kamil'le aynı sınıftaydı Zeynep.. Zeynep ne kadar cici kızsa, Kamil o kadar haylazdı.. Hani, o "adam olmaz bu çocuktan" listesinin en başındaydı.. kimseyle geçinemeyen bu çocuğun, o çelimsiz kızla neden iyi geçindiğini kimse bilemezdi.. Kamil, usulca gelirdi yanına Zeynep'in ,"biri seni üzerse haberim olsun" derdi.. Bu asılma filan değildi.. Kamil, Zeynep'i severdi.. Zeynep de Kamil'i.. Zeynep, kimsenin sevemediklerini sevmeyi Kamil'i severek öğrendi..
Sınıfta birinin spor ayakkabısı kayboldu.. Bütün gözler, öğretmeninki de dahil Kamil'deydi.. İğrençti.. Zeynep birden ayağa fırladı..Öğretmene ve sınıfa, gözleriyle görmediklei bir şey için kimseyi lekelemeye hakkı olmadıklarını söyleyip oturdu..
Ertesi gün, Kamil utana sıkıla geldi Zeynep'in yanına.. Küçük bir torbanın içinda kağıda sarılı bir şey uzattı.. "Bu ne" dedi Zeynep.. "Keçi peyniri" dedi Kamil.. Hayatında hiç keçi peyniri yememişti Zeynep.. Tadını bile bilmediği bu peyniri, sanki hayatta en sevdiği şeymiş gibi sevinçle kaptı Kamil'in elinden..
Zeynep , ogün Kamil'e dürüst olmadı.. Çünkü Kamilin o gün dürüstlüğe değil, bu basit teşekkür hediyesinin beğenilmesine ihtiyacı vardı..
Yıllar sonra, Kamille , aynı okulda veli olarak karşılaştılar.. İkisinin de elinde çocukları vardı.. Kamil, gülümsedi.. Zeynep, koşup boynuna sarılamadı ama yine de sarıldı gülümseyişi ile..Oğlunu , Zeynep'in oğlunun yanına kattı Kamil.."Bundan ayrılmai ayrılma ki adam olasın "dedi.. Çocuklar birbirine şaşkın şaşkın bakarken, veliler birbirine gülümsedi..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder