
Nefes nefese kalmışım kaçak yaşamaktan.. Yorgunum,uykusuzum hiç bilmediğin kadar..Bilmeni de istemem zaten..
Sürgünü değil, firarisiyim bitik bir aşkın. Kaçağıyım savaş meydanlarımın. Şimdi, ellerim pis, yüzüm,saçlarım kansa bundandır..
Tankları vardı onun sevinçleri çiğneyen ve ölüm kusan sözleri.. Benimse sapan lastiklerimi çalmıştı zaman..Umut taşlarım kalıvermişti cebimde öksüz.. Böyle korkuyla bakıyorsa gözlerim bundandır.. Ve irkiliyorsam hızla örtülen her kapıdan, gülme sakın.. Odanın ortasına düşen gitme seslerini unutamıyorum..
Sevdaları kırpıp ihanetlere yama yapmalardan geliyorum ben.. Bakma ellerimin böyle titrediğine.. Öyle yamalar yapardım ki eskiden; hiç yırtılmamış sanırdı bilmeyen.. Eksilen sevda kumaşların sayımını sadece ben yapardım ..
Çıplak ayaklarımın altında derin umut kesikleri,kan kurumuş parmak aralarımda.. Kolum bacağım, gece çürüğü, sevişmekten değilse bir düşün nedendir diye.. Saçlarımın bir tutamı kaldı, hoyrat avuçlarda.. Ve kahkahalarım buhar olup uçtu göz yaşımda.. Kezzap geceler içtim ben,içim dışım yara benim, sakın korkma…
Şefkat ülkesi..
Sana geldim şimdi.. Senin, sınır çizgine.. Sürgünü değil, firarisiyim dedim ya bitik bir aşkın..Mülteciyim bilmediğim oyunlarda.. Deliyim belki, biraz asi , belki biraz da serseriyim.. Dilencisi değilim bildiğin bilmediğin hiçbir hazinenin.
Sınır çizginde duruyorum şimdi.. Dik dik bakıyorum sana eyvallahsız.. Yalvarmam aç kapıları al beni diye.. Bir adım atıyorum çıplak, yorgun, kan kurumuş ayaklarımla.. Titrekliği yorgunluktandır , korkudan sanma sakın.. Mültecinim senin , şefkat ülkesi..
Şimdi ,adam ol en az benim kadar.. Ve an az benim kadar dik bak gözlerime!
Ya beni toprağına kat, ya tut kolumdan sınır dışı et!
Yorgunum…
Oyalama!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder