Yağmur prensi beni mimlemiş.. Yağmur prensi… Nedense yağmur prensi dedikçe aklıma Şeker portakalı geliyor.. Alakasız olduğunu biliyorum ama olsun..
Günlerdir renksiz ,resimsiz, çürümüş ve hatta kokuşmuş hissediyorum kendimi.. Ruhum bir türlü kıvam tutmayan hamur gibi, ellerime yapışıyor bu aralar.. Ama tatlı yağmur prensimi kıramazdım ki..
Lal ve Lal’in 4 leri…
Yaptığım 4 iş.
-Kendimi didik didik etmek…
-Konuşmak (ki karşımdakine bi kahve molası dedirtecek kadar gevezeyimdir.. Tabii ki aynı dili konuştuğum insanlara denk gelirsem.. kimseyi bulamazsam kendi kendime bile konuşabilirim)
-Kelimelerle sevişmek..
-Yazmaya çalışmak…
Defalarca izleyebileceğim 4 film.
Saatlerce ekran başına beni mıhlayabilecek bir film.. Hele sinemada.. Sabit duramama gibi bir sorunum var sanırım.. Yada filmleri bile izlerken zihnime dolan kurgular yüzünden belki bilmiyorum defalarca izleyebileceğim bir film yok sanki.. “Kelebek Etkisi” hariç…
Yaşadığım 4 yer.
Satır aralarım..
Kabuslarım
Masallarım
Meskeli balolarım…
İzlediğim 4 Tv programı.
(Kumandayı elime geçirmeyi başarabildiğim ender anlarda.)
-Kongar&Barlas – Yorum Farkı
-Komedi Dükkanı ( ordaki acemi oyuncu tiplemesi, hayat karşısında rolünü bir türlü bulamamış insanların düştüğü komik hali hatırlatıyor..)
-Ç.G.H.B ( gençleri seviyorum.. Halla hayatın renkli resimli yanını gören insanlar olması harika)
-Ve tabii ki çizgi filmler… Ayrım yapmaksızın..
Tatil için gittiğim 4 yer.
Bu bedbaht kadın hayatı boyunca vakit ve nakit ikilisini denk düşürüp ağız tadıyla bi tatil yapmadı desem.. Şimdi de gurbet geldi başa.. Ah bi yaz gelse ve gitsem…
-Babamın ocağı
-Anamın kucağı
-Yarimin sıcağı
-Canım İstanbul’ a
En sevdiğim 4 yemek
İnsanda nerdeyse hiç yemek yemiyor izlenimi uyandıran bu minik insan ,aslında garsonları dehşete düşürecek kadar yeme potansiyeline sahiptir..
-Balık ( Cinsi ne olursa olsun)
-Kokoreç ( Burada satılmıyor Allahım yaa)
-İskender kebap ( off üzerine cozzz diye dökülen tereyağıyla )
-Turşu kavurması ( Bunu polemik olsun diye yazdım valla.. Turşu kavurulur mu diyenler olabilir.. Derhal Karadenizli bir arkadaş bulun da size anlatsın o muhteşem lezzeti..
-Mantı (ama mutlaka sarımsaklı yoğurtla)
-Midye tava..
Off kaç oldu.. Duramıyorum ki.. demiştim size..
Hemen şimdi olmak istediğim 4 yer...
-Yorganımın altı
-Dostlarımla kahve içebileceğim herhangi bir deniz kenarı (illa ki Türk kahvesi ama, orta şekerli mümkünse)
-Yine İstanbul :)
-Hiç biri olmuyorsa cehennemin dibine gideyim daha iyi..
Bir yağmur damlası olsaydım düşmek isteyeceğim 4 yer..
-Bir damla yağmurun kıymetini en iyi bilecek olan susuzluktan çatlamış bir avuç toprağa
-Burnunu cama dayamış sessizce ağlayan kimsesizin burnunu dayadığı penceresine.
- Yağmurda ıslanmayı özlemiş saçlara
- Cayır cayır yanan ruhuma….
İşte böyle Canımcım.. Bu kadar küçük ve sıradan hayal ve gerçekleri var LaL 'in de…
Şimdi bu mim bir güzel yüreğe paslansın.. Bakalım o neler söyleyecek bize… Elma Şekeri çalınan kız… Hadi bakalım….
2 Şubat 2009 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder