Beni anlamanı beklemiyorum, anlar-mış gibi yapma yeter.
Beni dinlemeni istemiyorum, dinler-miş gibi yapma yeter.
Beni okşamanı istemiyorum, okşar-mış gibi yatma yeter.
Beni umursamanı istemiyorum, umursar-mış gibi yapma yeter.
Bana sadık olmanı istemiyorum, sadık-mış gibi yapma yeter.
Bana gülümsemeni istemiyorum, gülümser-miş gibi yapma yeter..
Beni sevmeni de istemiyorum, sever-miş gibi yapma yeter.
Yapma yeter...
Anlıyorum.. Ve çok inciniyorum o zaman..
Aval aval yüzüme bakıp, ne demek istiyor acaba dediğini,
Sussa da kafamızı dinlesek diye mırılıdandığını,
Şu okşamalar bitse de bir ana evvel boşalma faslına geçsek dediğini,
Ahh canımm çok mu üzgünsün derken bile akşam gideceğin filmi düşlediğini,
Sen dostumsun derken, arkanda bir hançer gizlediğini,
Ve gülümserken dişlerinde kendi kanımı görebiliyorum...
ama seni seviyorum diyorsun ya,
O "seni seviyorum'un bile ırzına geçiyorsun ya...
O zaman sadece nefret ediyorum..Senden, ondan, diğerlerinden...
-mış gibilerle beni kandıracak kadar kendini zeki zanneden herkesten..
İntikamım bir "ben de seni" cümleciği oluyor..
hakikatinden kilometrelerce uzakta...
-miş gibi bile değil...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder