29 Aralık 2008 Pazartesi

kumdan kuleler..


Kavuran güneşin altında burnunun ucundan damlayan terleri elinin tersiyle sildi çocuk.
Akranları denizin tadını çıkarırken ,O saatlerdir kumların üzerinde kuleler yapıp durmuştu..
Kumdan kuleler..
Başını kaldırıp, denizin içinde neşe içinde eğlenen kıza baktı. Gülümsüyordu kız.. Kızın gülümseyişine, kızın farketmediği bir gülümseme ile cevap verdi.. Yeryüzünde daha güzel bir kız olmadığı muhakkaktı Onun için. "Kumdan kulelerimin prensesi" diye geçirdi içinden.. Dudaklarında bir çocuk tebessümü..

Kumdan kuleler..
Etrafını surlarla çevrelediği kullerin içinde kimsenin Onu incitmesine izin vermeyen bir şövalye olacaktı . Onu koruyacaktı, korktuğu herşeyden.. Yüzündeki tebessümleri gölgeleyecek bir tek bultuta bile geçit vermeyecekti Onun için kurduğu bu şehrin üzerinden..
-Heyy ! yaaa hadiii .. Gelsene ...
Uzaktan ona sesleniyordu kız.. Belli ki, diğer kızların erkek arkadaşlarıyla deniz içindeki şakalaşmalarına imrenmişti.. Yalnız kalmak istemiyordu artık.. Hem onun sevgilisi diğerlerininkinden çok daha yakışıklıydı.. "Bu benim" demek istiyordu belki de.. " Bu hepinizin iç çekerek baktığı adam benim, Ona dokunabilen bir tek benim.. O benim.. O benim..."

Öylesine farklı iki yaradılışın bu uyumu yakalayabilmesi imkansızdı.. Uyum.. Ahenk.. Var mıydı gerçekten ?

Genç kız, seviyordu çocuğu.. "Seni çok seviyorum" diyordu hep.. Her yerde söylüyordu üstelik.. Sarılıp , dudaklarına bırakıyordu kendini ulu orta.. Kimi hafiflik diyordu, kimi cesaret.. Çocuğun umurunda değildi."Seviyorum seni" diyordu ya.. Gerisi önemsiz..Kız "gelsene" diye çağırıyordu denizin ortasından, şımarık çocuklar gibi.. Çocuk, kumdan kulelerin bir yenisini daha inşaa ediyordu Onun için, Ondan habersiz..

Çocuk ,seviyordu kızı.. Sedece seviyordu.. Kendi halinde reklamsız, slogansız bir sevişti onunkisi.. Utanıyordu ,kız Onu öptükçe ortalık yerde.. Kalbi yüreğinin ağzına geliyordu, yanakları kızarıyordu ama "yapma böyle şeyler" diyemiyordu bir türlü.. Çocuk ,kızı seviyordu.. Güneşin altında burnundan akan teri elinin tersiyle silip, kumdan kuleler yapacak kadar..

Kumdan kuleler...
İrili ufaklı onlarca küçük kulenin çevrelediği muhteşem bir kale yapmıştı çocuk.İçine prensesini oturtmuştu sonra.. Güneşi istediği yönden doğdurmuş, en sevdiği çiçekleri serpmişti dört yana.. Çocuk , kelenin penceresinden yüzünü görüyordu prensesinin.. Ay tanrıçası, güneş tanrıçası..Yok yok hiç biri değildi.. Hiç biri onun kadar güzel değildi ki.. yüzünde aynı çocuk tebessümle, hayalini kuruyordu prensesi ile yaşadığı bir sonsuz masalın..

Kumdan kuleler....
Kız daha fazla dayanamadı.. Hırsla çıktı denizden.
-Yaa bi saattir seni çağırıyorum niye gelmiyorsun.. Sinir oldum, sıkıldım .. Ne bu sabahtan beri çocuk musun sen..
-...........

Kızın hoyrat ayakları kulelerin ortasına dalar.. Kuleler yerle bir..Hayaller yerle bir... Masallar yerle bir.. Çocuk... Yerle bir bile değil..
Gözlerini bir çocuk gibi açarak bakar kıza, çocuk.. Erkeklerin ağlamaması gerekir diye öğretilmiş. bu kocaman göz açmalarının ardındaki yaşlarla kıza bakar..

-Sen ne yaptın..
-Çocuk musun yaaa...Hadi gel işte ..Millet benimle dalga geçiyor..
-Sen ne yaptın...
-Geliyor musun? Gelmiyor musun?
-Defol...
-Ne dedin sen..
-Defol...
-Kulelerini yıktım diye mi.. İnananmıyorum sana.. Şu aptal kuleler için mi bu tavır..
-Defol..
- Sen cidden çocukmuşsun..
-Defol..

Kız boynundan, çocuğun kendisi için yaptığı kolyeyi çekip,kopartır çocuğun önüne fırlatır.
"Bitti " der.. Bitiriş kararını verenin kendi olduğunu zannederek.. Çocuk başını kaldırmaz bile.. Bir küçücük ayağın, yokettiği kocaman dünyasına bakar öylece..

Kız arkasını dönüp gider,arkadaşlarının yanına, hiç bir şey yokmuş gibi devam eder kahkahalar denizin ortasından..

Çocuk bir avuç kum alır , kumden kulelerine ait küçücük bir avuç kum sadece..

Avcunun içinde sıkar sıkar.. Birgün yapacağı yeni kulelerin ilk harcı olacak bir avuç kumla birkez daha hayallerine hoşçakal der..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder