21 Aralık 2008 Pazar

ben ve benim kafam, kalınkafam....

Ne desem , nasıl başlasam söze bilemedim. .Evet, yanlış duymadınız bilemedim.. En azından "hal"i ifade konusunda pek sık düştüğüm bir durum değildir bu. Sadece "o"na kendimi izah edemediğimi hatırlıyorum son zamanlarda ..Herneyse konumuz bu değil.
Bu şehre geleli ne kadar oldu.. takvimleri karıştırıyorum artık.Hani işten ayrılınca kısa süreli bir karmaşa yaşar ya insan haftanın günlerina dair öyle bir hal değil bu.. Burda zaman uzun, upuzun.. Belki de koşmamı gerektiren bir hayat olmadığındandır bilinmez, zaman ballandıra ballandıra geçiyor buşehirde.
Kafam bozuk bu aralar herşeye, herkese.. Hani tövbemi bozsam diyorum arada bir 70lik cin alıp ben de boğulsam.. Sonra arasam bütün eksi dostları ( dostmu dedim pardon, dost dediğin şeyin eskisi olmaz yada olmamalı), küfretsem doyasıya.. Allahın cezaları aramızdaki öküz öldü de bana neden haber vermediniz desem, merdivenden çıkarken yanımda olan parazitler düşerken bağırdım elinizde titreşime duyarlı bombalar mı vardı da bırakıp bi tutamadınız desem, kahve keyiflerinde, sigara molalarında beyninin ırzına geçecek başka bir genel verici mi buldunuz desem, hani ben giderken plaza kapısında kordon oluşturup döktüğünüz göz yaşları timsah gözyaşımıydı desem.. Desen de desem.. Ve ardından burda yazamayacağım, bir dolu küfürü etsem , etsem... Hırsımı alabilir miyim sanıyorsunuz.. Vefasızlık...
İnsan böyle böyle ıssızlaşıyormuş.. Issız adam mış.. Hah.. bir ıssız kadın filmi anlatırdım size ama gerek yok.. Hep derim yanmakla yangını kartpostaldan izlemek kadar olacak paylaşımımız.. Vah vah diyeceksiniz..Yada belki amaaan bu muydu dert ettiğin.. Zaten garip bir şekilde "en büyük dert benim derdim" diye bir sidik yarışına tutuşmuşuz top yekün. Yok vaz geçtim, benim derdim küçük küçücük hatta derdim bile yok. Bendeki hal "rahat batması" aslında.. Ama allahın belaları, hala inanamıyorum bu kadar teğet yaşadığımıza.
Gözden ırak gönülden de ırak oluyormuş demek.. Gönlünüze s... demek istedim birden.. O nasıl bir gönüldür.. Yada benim gönlümde mi var bır arıza niye kimse ıramıyor benden...
Şimdi yoksunuz artık öyle mi? çok da umurumdasınız inanın.. Hayata dair bu kadar bilinen tecrübeleri pahalıya edinen bir ahmak olduğum için kendime bu öfkem sadece... Kendimi sebil gibi sunduğum ilişkilere bakıyorum geri dönüp ..ve bana bıraktıklarınıza.. İşte bir püf nokta daha : İnsan bir ilişkide aldıklarım- verdiklerim diye hesaba oturduğunda aslında ortada üzerinde düşünülmesi gereken bir ilişki kalmıyormuş... Bunu da öğrendik.. (Sen sus, sakın gülme.. Dostluk üzerine bana söylediklerini hatırlıyorum.. Ve haklı olman sinirimi bozuyor.. O yüzden sakın gülme.)
Şimdi size bir caza bulmalı ama ne..?
düşündüm taşındım..Öfkeli anlarda alınana kararların sağlık olmadığına inanırım. aslında ama ertelemiyeceğim. Hepinize bitek şey söylemek stiyorum "yoksunuz.. s.... öldünüz." Haa bu kimin umurunda. Kimsenin tabii ki.. Çok da derdime.. Boşaltın ruhumu artık.. istila ettiğin her yeri boşaltın.. Boşaltın ki bana yer kalsın..
Bu yazıyı yazmama vesile olan bir yorum sahibidir.. Kendisine sonsuz teşekkür ederim.. Bana ey! ahmak sen de bir düşün şu dostluk sandığın şeyi dediği için...

Bu arad kusura bakmayın.. Hiç pazar neşesi kıvamında birşey olmadı bu yazı.. Ne diyelim nasip:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder