
Ağaç!
Sana " koca çınar" diyorlar..
Sahiden , o kadar koca mısın sen?
Sarabilir misin , o "koca" gövdenle sırtımı?
Isıtabilir misin üşüyen ellerimi?
Gölgen,
Gizleyebilir mi beni gölgemden?
Yada,
Bir nefescik huzur verir mi?
Yaprakların, çınar!
Yaprakların yamayabilir mi
Ruhumdaki kan sızan yırtıkları?
Yemişlerin var mı dallarında?
Doyurabilir mi içimdeki ağlayan kızı,
Yada biraz olsun avutabilir mi?
Uzanıversem şöyle dizlerine,
Dalların okşar mı rüzgara hasret tellerimi?
Rüzgar çalsa,
Sen söyler misin
Annemin , unuttuğum ninnilerini?
Fısıldasam sana, olup biteni.
Sökülmez mi köklerin yüz yıllık toprağından?
Sarsılmadan ,böyle dimdik durabilir misin?
Ağaç!
Sana " koca çınar" diyorlar..
Sahiden , o kadar koca mısın sen?
Geçtim bunların hepsinden..
Bir dal ver bana sadece,
En sağlam ve en yükseğinden,
Tek bir dal ver..
Sonra sus!
Çağırma kimseyi imdada..
Ve dinle!
Sonra,
Ört üstümü usulca,
Eteklerine dökülen sarı örtünle...
Sana " koca çınar" diyorlar..
Sahiden , o kadar koca mısın sen?
Sarabilir misin , o "koca" gövdenle sırtımı?
Isıtabilir misin üşüyen ellerimi?
Gölgen,
Gizleyebilir mi beni gölgemden?
Yada,
Bir nefescik huzur verir mi?
Yaprakların, çınar!
Yaprakların yamayabilir mi
Ruhumdaki kan sızan yırtıkları?
Yemişlerin var mı dallarında?
Doyurabilir mi içimdeki ağlayan kızı,
Yada biraz olsun avutabilir mi?
Uzanıversem şöyle dizlerine,
Dalların okşar mı rüzgara hasret tellerimi?
Rüzgar çalsa,
Sen söyler misin
Annemin , unuttuğum ninnilerini?
Fısıldasam sana, olup biteni.
Sökülmez mi köklerin yüz yıllık toprağından?
Sarsılmadan ,böyle dimdik durabilir misin?
Ağaç!
Sana " koca çınar" diyorlar..
Sahiden , o kadar koca mısın sen?
Geçtim bunların hepsinden..
Bir dal ver bana sadece,
En sağlam ve en yükseğinden,
Tek bir dal ver..
Sonra sus!
Çağırma kimseyi imdada..
Ve dinle!
Sonra,
Ört üstümü usulca,
Eteklerine dökülen sarı örtünle...
SAKLI
YanıtlaSiluyurdum,
dokunduğum camlar kırılırdı derinliğinde uykumun.
Nil, gözlerimden geçsin diye
güne kirpiklerim kırılırdı.
Oysa, saklambaç oynayan bir çocuktu büyüttüğüm;
Babasının dudaklarına sıkışmış ve unutulmuş...
sobelendim, saklandığım saydam düşlerin ardında.
Sunacak başka birşeyim yoktu, bir çocuğun
bayram sabahındaki beklentisini sundum yaşama
Ve tedirginliğini oğlu savaşta bir annenin.
Uzak ezgisini dinleyerek bırakıp gitmelerin.
nil güne akarken şubat gibi biriktim;
dört yıl topladığı acısını
yirmidokuzuncu adımında gösteren.
ve çıktım yaşama
onun sakladıklarını sunarak saklandığım yerden.
sonra kendime dönüp dinledim
yeniden acılarıma sordum:
yaşamın neresinde saklanmalı ozan,
yada nasıl saklamalı yaşamı?
Zafer Ekin Karabay
sahi çınar, sen o kadar koca mısın?
YanıtlaSilÇınar olmayı becerebilmişse eğer sormaya ne hacet?
YanıtlaSilAzerice ha?
YanıtlaSilBabayev'den düştüğünüz yorum güzeldi.
Blogda azeri arkadaşlarım var, sizi kaynaştırmak adına bir yazı koymayı düşünüyorum...
Sağlıkla, sevgiyle...