ille dostun bir tek gülü yaralar beni..
Şu an burda olmamalıydım ben?
Şimdiye kadar çoktan çekip gitmiş olmalıydım?
Gitmeliydim yine, yine kaçmalıydım..
Bilen bilmeyen beni ayıplamalıydı..
Ben yine susmalıydım..
Susmalı ve saklanmalıydım..
Ama nereye kadar?
Ne zaman yaralansam, ne zaman yara alsam kaçıp gittim...
Neden peki?
Güçsüz olduğumdan mı?
Haksız olduğumdan mı?
Neden gittim ?
Beni düşmanım üzemez..
Düşmanım zarar veremez bana..
Düşmanım canımı yakamaz.. Düşmanım incitemez..
Ağlatamaz beni..
Bunu bir tek sen başarabilirsin
DOSTUM..
Beni birtek sen vurabilirsin..
Çünkü sana çırıl çıplak gelirim..
Sana hesap yapmam..
Senden gizlenmem..
Senden saklanmam..
Senden kaçmam..
Neyim varsa ve neyim yoksa, zaafımı, aczimi, çaresizliğmi, gücümü, kirimi, pisimi, çıbanımı, irinimi..
Hepsini sererim ulu orta..
Düşmanım beni acıtamaz..
Bunu sadece sen başarabilirsin DOSTUM..
Eline verdiğim bütün silahlarımı kuşanıp gelirsin..
Sen ki benim cemaziyel evvelimi bilirsin değil mi dostum?
ACI..
Dün geceden bu sabaha ağlamaktan, ancak kibrit çöpü miktarınca aralayabildiğim gözlererimle aynanın karşısındayım..
Kocaman bir NEDEN sorusunu susuyorum yine dişlerimi sıkarak..
Ellerim titriyordu..
Yazmak istemiyordum bir kez daha..
Hatırla!
Hatırla dostum, o bembeyaz kağıtlara GÜVEN, DOSTLUK, SIR,SADAKAT, AF,İNANÇ, VEFA ve hatırlayamadığım onlarca kelimeyi yeniden yazmıştım..
Dostum ah benim güzel dostum, ben sana inanmıştım..
Şimdi o kağıtları paramparça ediyorum bir kez daha..
Bir daha asla diyip, kendime sövüyorum yine..
Hani o sana anlattığım dost gidişleri gibi değil bu defa..
Bu defa seni kaybedişimi kimseye anlatmıyorum..
Aynı yerden alınmış ahmakça bir darbeyle birkez daha kanıyorum..
Kalın bir kabuk bağlıyorum..
İçine kimsenin giremeyeceği kadar kalın bir kabuk..
Ama bu defa gitmiyorum..
benim sadık yarim kara topraktır der veysel. midasın kuyusu bile sırdaş değilse topraktan ötesi yok...
YanıtlaSil