"Bütün dertler gece olunca azar" derdi eskiler.
Dertler, gece olunca azardı..
Gece, başlı başına AZARdı zaten, hâlâ hesabını görebilen ruhlar için.
Öylece dikilip karşısına hesap sorardı insana..
Suratının ortasına tükürüverirdi en okkalısından.
"Sen de adam mısın" diye başlardı konuşmaya..
İnsanı,
İnsanlıktan zerre nasibini alanı yerin dibine sokardı..
Bütün dertler gece olunca azardı..
Gece olunca sarardı hastalıklı ruhları bir ateş..
Sıtmaya tutulmuş gibi titrerdi ,yorganını dişleyenler
Duvarlar, bütün ağırlığıyla üzerine devrilir,
Eski kelimeler, hep bir ağızdan konuşmaya başlardı..
Kapı çarpardı birden,
Birşey terk edip giderdi ,bütün sefilliğimizle bırakıp bizi.
HUZUR derdik adına çekip gidenin..
Baş başa kalırdık cinnetimizle..
Yaşlı bir fahişe gibi , arsızca uzanıverirdi yatağımıza hesabımız..
Bilmediklerimizden sual olunmasak da,
Bildiklerimiz yeterdi hesabımızın görülmesine..
Kan ter içinde kalırdık..
Kendi çığlıklarımızda sağır olurduk da..
Bir karabasan tutardı sesimizi ,duyuramazdık..
Kezzap akıtırdı gözlerimiz..
Göz çukurlarımızdan akıverirdik beyaz çarşafa,
Yaş ,ter,kusmuk,irin olurduk..
En ağır kokularımız dolardı odaya..
Kendimizden tiksinirdik.
Kimsenin bilmediği hallerimizle,
Cinayetlerimizle yüzleşirdik.
Örtünecek bir anne kokusu arardık..
Sonra,
Artık o kokunun bile ne kadar yabancısı olduğumuzu hissederdik.
O rahimden düşen paklığın,
Nasıl bir pisliğe dönüştüğüne bakardık aynada,
Ve içimizde kalmışsa bir parça insanlık; UTANIRDIK..
Bütün dertler gece olunca azardı..
Gece, başlı başına AZARdı zaten hâlâ hesabını görebilen ruhlar için.
Dertler, gece olunca azardı..
Gece, başlı başına AZARdı zaten, hâlâ hesabını görebilen ruhlar için.
Öylece dikilip karşısına hesap sorardı insana..
Suratının ortasına tükürüverirdi en okkalısından.
"Sen de adam mısın" diye başlardı konuşmaya..
İnsanı,
İnsanlıktan zerre nasibini alanı yerin dibine sokardı..
Bütün dertler gece olunca azardı..
Gece olunca sarardı hastalıklı ruhları bir ateş..
Sıtmaya tutulmuş gibi titrerdi ,yorganını dişleyenler
Duvarlar, bütün ağırlığıyla üzerine devrilir,
Eski kelimeler, hep bir ağızdan konuşmaya başlardı..
Kapı çarpardı birden,
Birşey terk edip giderdi ,bütün sefilliğimizle bırakıp bizi.
HUZUR derdik adına çekip gidenin..
Baş başa kalırdık cinnetimizle..
Yaşlı bir fahişe gibi , arsızca uzanıverirdi yatağımıza hesabımız..
Bilmediklerimizden sual olunmasak da,
Bildiklerimiz yeterdi hesabımızın görülmesine..
Kan ter içinde kalırdık..
Kendi çığlıklarımızda sağır olurduk da..
Bir karabasan tutardı sesimizi ,duyuramazdık..
Kezzap akıtırdı gözlerimiz..
Göz çukurlarımızdan akıverirdik beyaz çarşafa,
Yaş ,ter,kusmuk,irin olurduk..
En ağır kokularımız dolardı odaya..
Kendimizden tiksinirdik.
Kimsenin bilmediği hallerimizle,
Cinayetlerimizle yüzleşirdik.
Örtünecek bir anne kokusu arardık..
Sonra,
Artık o kokunun bile ne kadar yabancısı olduğumuzu hissederdik.
O rahimden düşen paklığın,
Nasıl bir pisliğe dönüştüğüne bakardık aynada,
Ve içimizde kalmışsa bir parça insanlık; UTANIRDIK..
Bütün dertler gece olunca azardı..
Gece, başlı başına AZARdı zaten hâlâ hesabını görebilen ruhlar için.
içimde biyerleri acıtmanın yanı sıra korkuttu beni cümlelerin..
YanıtlaSilgece geliyor tüm karanlığıyla,az var..ardında saklı ama yine gün ışıkları.sabır yine sabaha kadar..