
Düştüğü yerden doğruldu Kadın. Yer yer parçalanmış elbisesinin yırtıklarından, tenindeki bereler görünüyordu.Sağ dizinin hemen altındaki kesikten sızan bordo kan, bacağına yapışmış otlu toprağı önüne katmış sürüklüyordu. Saçlarının iri bukleleri arasında küçük kurtçuklar dansediyordu.
Dirseklerine kadar çamura bulanmış ellerini gökyüzüne kaldırdı. Gözleri , eşi görülmemiş öfke ne isyan hareleriyle dalgalandı.
-Varsan! Eğer varsan! Bir mucize gönder bana!
Bir mucize!
Bir yağmur gönder bana! Üzerime yapışan tüm pisliklerden beni paklayacak ..
Beni aklayacak bir yağmur!
Bir yağmur!
Göz yaşımı saklayacak!
Ve mutlak yaratıcı, Aşk'ı gönderdi Kadın'a...
Saklayan...
Aklayan..
Paklayan Aşk'ı....
*****
AN'dı gelen..
Önceyi yok sayan, sonrayı hesaba katmayan..
Gelen, AN'dı..
Sadece AN...
Sormadı..
Sorgulamadı..
Yormadı..
Yargılamadı..
Sadece...
Sardı,
Sarmaladı..
Tuttu..
Kuşattı.
Yaktı, yok edercesine..
Ve yangının orta yerinde,
Bir mucize misali,
Yeniden yarattı...
O AN ile başladı ,yeniden hayat..
Bütün sayaçlar sıfırlandı..
Ne olduğuna, kim olduğuna, nasıl olduğuna aldırmadı..
Yağmurdu..
Ve bir yağdıran vardı elbet..
Yağmurdu..
Yağdı..
Sadece yağdı..
Ezelde hükmü verilmiş toprağına yağması kaçınılmazdı..
Usul öpüşlerle temizledi, kadının tenine işleyen kanlı kirleri..
Ve sildi okşayışlarıyla, maziden arta kalan bereleri..
Yasemin kokuları takıverdi saçlarına..
Sonra geçip karşısına ,
Seyrine daldığı yarattığı şaheserin..
Kadın;
Kendinden yaratılan mucizenin büyüsündeydi..
Nasıl bu kadar güçlü olabilmişti?
Nasıl kurabilmişti , "herşeye rağmen" diyen o cümleleri..
Yüzyıllar, bin yıllar sonra ilk kez mutlulukla süzülüverdi damlalar yanaklarından..
Yağmur buna bile kıyamadı..
Kapanıverdi o yaşların üzerine,
Akan yaşları, damlalarıyla sakladı..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder