20 Mart 2009 Cuma

a-lış-ma-ya-ca-ğım....



İnsan bu..Alışıyor.. Hem de nelere… Aslında alışmaması gereken binlerce kötü, korkunç, iğrenç şeyi bile içine sindirebilme meziyetine (!) sahip tuhaf mahluklarız biz..

İnatla alışamadığım, yadırgadığım şeyler var hala.. Hala, kendimden umudu kesmedimse bundadır zaten..

Alışmaya dair küçük bir hikayeyi paylaşmak istedim seninle sevgili okur.. Bazı şeylere asla alışılmasın istiyorum, bazı şeyler ne olursa olsun normalleşmesin ,bazı şeyleri duyunca yada görünce istiyorum ki kan beynimize çıksın, hiç bir şey yapamasak da en okkalısından bir küfür savuralım şöyle..

Yadırgıyor olmak çağdışı olmak değildir sevgili okur.. Olsa olsa biraz daha İNSAN olmaktır bence..

Gelelim hikayeye ;

Zamanın birinde şehirde büyümüş kızımız ,bir köye gelin gider.. Sizinkileri bilemem ama benim memleketimin köylerinde ahırlar ,evlerin ya altında yada hemen arkasındadır.. Ve o ahırdan gelen koku, köyümdeki evlerin doğal oda parfümleridir..

Kızımız,bakmış evin içinde bir koku.. Tabii , yeni gelin kaprisi sayılır korkusuyla utana sıkıla kaynanasına soruyor.. Kadıncağız durumu izah ediyor gelinine..

- Anam kızım, bu kokunun önü kesilmez.. Alışırsın zamanla sen de..

Gelin kızımız kendinden emin , “peki” der sadece.. İçinden “ ben de bu evi bir temizleyeyim de görün bakalım, koku filan kalıyor mu” diye geçirir..

O güden itibaren, kızımız elinde bir bez, sabahtan akşama kadar evi temizler durur ama nafile.. Günler , haftalar, aylar geçer.. Gelin, elinde bez temizliğe devam.. Bu arada gelin kız evin doğal kokusuna alışır hem de alıştığının bile farkına varmadan..

Derken; bir gün kızımız hışımla odaya girer, muzaffer bir komutan edasıyla.. Elini beline koyar ve kaynanasına dönüp şöyle der :

-Hani , kokunun önüne geçilmezdi.. Bak, temizleyince nasıl kesiliverdi koku, gördün mü?

Kaynana, anlayışlı bir tebessümle bakar geline, “ haklısın kızım” der ve susar..

Hâlâ alışamadığım çürümüşlüklere ömrümün sonuna kadar alışamamayı diliyorum sadece..

Ve susuyorum…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder