
O’nu fark ettiğimde sahildeki banklardan birinin üzerinde sızmak üzereydi adeta. Rengarenk , parlak kumaştan eteğinin altında , gece karanlığına rağmen fark edilen yeşil file çoraplarıyla ilk bakışta, gecenin o saatlerinde mesai yapan küçük kadınlardan birine benziyordu aslına bakarsanız.. Ama başka bir şey vardı.. Bambaşka bir şey..
Birkaç dakika metre ötedeki bankın kenarına ilişip bir sigara yaktım..Ağlıyordu.. Bildik bir kadın ağlamasına, bilmediğim bir lisanda mırıldanan şarkısıyla eşlik ediyordu.. Gözlerimi alamıyordum.. Beni fark etmesinden, korkup kaçmasından korkuyordum.. Neden korktuğumu bile bilmiyorum.. Ama o anda bir farklılık vardı, bunu hissediyordum.. Orda oluşum, O’nu fark edişim, ağlayışını duyuşum.. Bütün bunlar gelişi güzel yaşanan şeyler değildi.. İnsiyaki bir şekilde yanına gittim.. “Ne oldu?” diye soruverdim.. İri yeşil gözlerini ilk defa gördüm .. Bana baktı.. Çaresizlik ve yalvarış, bir gözü ancak bu kadar zapt edebilirdi.. Bana baktı.. Çocuk mu kadın mı olduğunu kestiremediğim dudaklarından titrek bir “geri dönmek istiyorum” döküldü..
“Geri dönmek..” Ama nereye? Kimdi? Nereye gitmek istiyordu bilmiyorum.. Bildiğim tek şey, o an cebimdeki birkaç on liradan oluşan tüm servetimi, Onu gitmek istediği yere göndermek için feda edebilirdim..
-Nereye gideceksin?
-Denize…
-Denize mi?
-Hıı hı..
Küçük parmaklarıyla, karanlıkta görünmeyen bir noktayı gösterdi denizin içinde..Sonra gözlerini kapattı.. Uyumuş muydu yoksa sızmış mıydı bilmiyorum.. Yüzünü seyretmeye başladım..Bembeyaz bir tenin üzerinde kalemle çizilebilecek kusursuzlukta bir burun ve altında kırmızı aralık dudaklar.. Çok güzeldi.. Bu dünyaya ait olamayacak kadar güzel.. Saçlarından gelen yosun kokusu ile sarhoş olabilirdim..Kaç saat izledim Onu bilmiyorum.. Artık kararımı vermiştim.. O bu dünyanın bir parçası değildi.. O.. O bir deniz kızıydı .. Evet, bir deniz kızıydı O..
Sarhoş bir balıkçı ağına takılıp bir şekilde, karaya hapsolmuş küçük bir deniz kızıydı.. Ve ölmek üzereydi..Renkli eteğine baktım.. Evet ..Kesinlikle masallarda anlatılan deniz kızıydı bu.. Öyle olmasa saçları nasıl bu kadar sarhoş edici olabilirdi ki..
Birden seçilmiş bir kahraman olduğuma karar verdim.. Tanrı, bu zavallı deniz kızını kurtarmak için beni seçmişti.. Ve ben, ne yapıp edip Onu yeniden denize, denizin içinde bana gösterdiği o karanlık noktaya ulaştırmalıydım.. Ama nasıl? Kimseye Onun bir deniz kızı olduğunu söylemeden bunu nasıl yapacaktım ki?
Hala uyuyordu.. Korkarak dokundum saçlarına..Nemliydi saçları.. Belki biraz okşasam, aralarından deniz yıldızları dökülecekti.. Yapmadım.. Deniz yıldızlarını ürkütmedim..
Sahil tenhalaşmaya başlamıştı.. Sadece, bankta ikimiz kalmıştık.. Bir de her şeyin şahidi olan gök yüzü..
Omzundan tutup, hafifçe sarstım.. İri yeşil gözlerini araladı.. Gözlerindeki yaşlar pınarlarında öylece duruyordu.. “Hadi gidiyoruz” dedim.. “Nereye" dedi.. “Seni evine götüreceğim” dedim.. Işıklandı yüzü.. Minnet dolu bir gülümsemeyle baktı bana.. “ Bana güven” dedim..
Küçük deniz kızını, bankın üzerinden kucağıma aldım.. Kollarını boynuma kenetledi.. Hafif esen rüzgar, nemli saçları , saçlarını arasında oynaşan deniz yıldızları ve sarhoş eden o yosun kokusu.. Kayalıkların arasında iniyorduk.. Karanlıktı.. Dikkatle ilerliyordum… Ayaklarım nihayet suya değdi.. Dizlerime kadar suyun içindeydim. Ayakkabılarımın , pantolonumun ıslanmasına aldırmıyordum bile..Sadece iri yeşil bir çift gözdeki ışığı izliyordum.. Suyun içinde ilerledikçe çoğalan ışık beni mest ediyordu..
Kaç adım ilerlemiştim bilmiyorum.. Boynuma dolanan kollar gevşedi.. Sulara bırakıverdim küçük deniz kızını..Eteğindeki renkler bir dalıp bir kayboldu karanlık suların içinde.. Birkaç dakika bekledim.. Sonra geldiğim yoldan sahile çıkıp, Onunla oturduğumuz bankın üzerine oturdum.. Bir sigara yakıp denizi izledim bir süre.. Uzakta çok uzakta bir yıldız bir an yanıp söndü.. Denizkızı bana el sallıyordu belki de.. İçim geçmiş..
Sabaha karşı, hoyrat bir sarsma ve telsiz sesleriyle uyandım… Etrafımda onlarca polis ve bir o kadar da meraklı insan birikmişti.. Kayalıkların üzerinde üzeri örtülü biri yatıyordu… Neler olduğunu anlamaya çalışıyordum.. Rüzgardan uçuşan kağıdın altından , o rengarenk eteği fark ettim.. Küçük Denizkızı… Ama nasıl?
Polisler beni alıp götürdü.. Gece sahilde yanında en son görülen benmişim.. Saatlerce olanı biteni anlattım.. “Onun Denizkızı olduğunu ve yaptığım tek şeyin onu evine göndermek olduğunu..” İnanmadılar..
Şimdi mi?
Doktorum bana inanıyor.. O, bana inanıyor biliyorum.. Bazen birlikte hastanenin denize bakan bahçesinde geziyoruz.. Ona Denizkızının saçlarındaki deniz yıldızlarını anlatıyorum..
Gülümsüyor…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder