13 Ocak 2009 Salı

Sahne :1


Sahne :1

Kadın sahnenin ortasında durmaktadır. Sahnenin tepesinden süzen cılız ışık yüzünün net olarak seçilmesine izin vermemektedir. Kadın seyircilere, yalvarırcasına bakar..

Kadın : Çok yorgunum.. Beni anlıyor musun?
Seyirciler : ( yükselen bir uğultu halinde ) Anlıyoruz.. Evet.. Seni anlıyoruz..
Kadın : ( gözlerinde alaycı bir gülümseyişle bakmaya devam eder) Demek beni anlıyorsun ha! Ve benim buna inanmamı bekliyorsun öyle mi.. Acı.. Beni anlayamazsın.. Tıpkı benim de seni anlayamadığım gibi.. O yüzden yapayalnız atarız ilk çığlığını hayatın, yalnız yaşarız ve Paskal’ın dediği gibi “Nous mourrons seul”. Ama birbirimize hep bu masum yalanı söyleriz: “Seni anlıyorum”. Söyleyen de söylenen de bilir hakikat olmadığını ama söyleriz işte.. Duymak isteriz yada.. Teselli.. “Hal” yanmaktır, ve sen... Sen,sadece yangının resmini görüyorsun şu an.. Hadi elini sok o ateşin içine, becerebilirsen.. Yapamazsın.. İşte o kadar uzağız seninle..

Sizler gibiyim ben de.. Sıradan biri, herhangi biri.. Yolda omzuna çarpıp , pardon demek için dönüp bir anlık gördüğün binlerce, onbinlerce yüzden biriyim işte.. Önde oturan şişman abla, senin gibiyim inan.. Benim de aklımda akşama ne yemek yapacağım endişesi var, bu gece de içkili mi gelecek körolasıcalarıyla beraber.. Kenarda oturan ihtiyar amca, ben de senin gibi karanlıkta burnumu karıştırıp, kimseye fark ettirmeden koltuğun altına sürüyorum otobüste, kravat değil ama üniformalar benim de boğazımı sıkıyor inan.. Arkadaki sarışın güzel, vallahi bak sen gibi de oluyorum arada, cehaletimi en bilmiş ifadelerle kamufle edebiliyorum. Ödünç aldığım kitaplardaki altı çizili cümleleri ezberleyip o kitabı okuyana bile ahkam kesiyorum merak etme.. Yok bir farkım..
Başka başka yaşamlardan geliyoruz sadece..Tek farkımız yürüdüğümüz yolların başkalığı.. Yoksa her şey aynı..



Altı yaşında ihanetle tanışmalardan geliyorum ben, sokaklardan, yakan top oynamalardan.. Kopya çekmelerden, büyümeden büyük rolü kesmelerden.. Haset dolu bakışlardan geliyorum, eli bıçaklı dostlardan, arkadaşını satmalardan geliyorum.. Müdürüne götünü sallayan seçkin üniversiteli kadınlardan, elemanına yavşakça kur yapan patronlardan geliyorum.. Aşkını ve ideallerini paraya tahvil edenlerden, emeği ve fikri yağmalayanlardan geliyorum. İhanetlerin en kahpe olanlarından, uyku tutmayan gecelerden, aşksız sevişmelerden, utanç dolu hayallerden geliyorum ben..

Çok yorgunum..
Şimdi sus! Sus ve dinle beni..
Arzın en yükseğine çıkıp avaz avaz sövesim var.. Dünyanın a.. k.. sim var.. Bak bunları yazamıyorum bile.. Neden? Ben kadınım çünkü.. Asaletimi, ayaklar altına alamam değil mi.. Ama bırak ayaklar altına almayı onu paramparça edesim var. Bütün yaftalarımı , rollerimi, sorumluluklarımı hiçe sayasım var. Hayatımı bir valize doldurup, ilk otobüse el edesim var.. Bilmediğim şehirlerde kaybolup, yeni bir hayat kurasım, maskesiz yürüyesim var o küçük şehir yollarında..Sarhoş olup kendi ağzımdan kendimi kusasım var.. Tahammüle dahalı tüm ilişkilerime bi ha siktir çekesim var…. Fahişe yataklardan kalkıp, seksek oynayan Zeynep olasım var.. Küçülüp küçülüp yok olasım var.. Kendimi terk edip GİDESİM var, eşikte durup, o kara gözlü şahana bakıp, vazgeç bu sevdadan diyip , kalasım var..
Beynimi ellerimle parçalayasım, ruhumu kezzaplarla yıkayasım var..
Demek beni anlıyorsun öyle mi.. Şimdi duy! İşit ve anla beni o halde..
Şakası yok bu işin ÖLESİM var.

Kadın arkasını döner, sahne gerisine seslenir :
PERDE KAPANSIN….

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder