(Bloglar arasında seyr-i alem yaparken tevafuken karşılaştığıma inandığım bir blog.. Günlerdir yazmak için düşündüğüm bir mevuyla alakalı öyle bir yazı çıktı ki karşıma.. Demek vakit bu vakitmiş.. Haydi o halde...)
Dil şâd olacak diye, kaç yıl avuttu felek,
Saçıma karlar yağmış boşuna yaz beklemek..
Çocukluğumun ve ilk gençliğimin dinlemeyi, şimdilerdeyse usul usul mırıldanmayı en sevdiğim şarkısı.. İç çekişlerimin suç ortağı...
Diğer çocuklar gibi değildim ben. Onlar dönemin popüler şarkılarında hoplayıp zıplarken, ben kırmızı pikabımızın başında 45 liklerin dönüşüyle sarhoş olurdum.. 7 yaşındaydım daha, Muazzez Abacı, "Söyleme bilmesinler bu aşkın bittiğini" derken ağladığımda.Hangi büyük aşkıma hüzünlenirdim kimbilir.. Bildiğim tek şey, o şarkıların beni erken büyüttüğüydü, o şarkılar benim "şen sıpa" olmama izin vermemişti..
Babam... İçinde yetim bir oğlan çocuğunu saklayan adam.. 4 yaşında kaybettiği babasının yüzünü resmetmeye çalışan babam.. Neler hissedebileceğini anladığımda, Ona hak verdiğimde iş işten geçmiş olnam babam..
Akşamları, rakı sofrası kurulur, babam o muhteşem sesiyle söylerdi bu şarkıyı :
Dil şâd olacak diye, kaç yıl avuttu felek,
Saçıma karlar yağmış boşuna yaz beklemek..
Saçıma karlar yağmış boşuna yaz beklemek..
Ne bülbül dile geldi ,ne de açtı bir çiçek
Saçıma karlar yağmış boşuna yaz beklemek..
Şarkıyı söylerken hiç yüzümüze bakmazdı. Rakı kadehinde mi boğulurdu, yoksa rakı kadehi mi Onu boğardı ?
İnsanın, ait olmadığı bir hayatı sürmesi bu olsa gerek.. Babam ve babamın kendine dar gelen hayatı.. Oysa o kadar masum, o kadar çocuk hayalleri vardı ki.. Alabildiğine geniş bir stüdyosu olsun istemişti, o stüdyoda resimlerini yaparken, ona bir kadeh şarap getiren şort giymiş, ufak tefek bir kadın.. İnanmıyorsunuz değil mi? Ama inanın hepsi bu kadarcıktı.. Babamın iç geçirdiği hayali bu kadar masum ve kanaatkardı işte.. Ama hayat, o kadarını bile vermemişti Ona..
Mutsuz muydu babam? Mutluysa neden hep bu şarkıyı söylerdi? Neden daha saçlarına kar yağmamışken, beklemenin boşuna olduğuna hükmetmişti? Neydi Onu bu kadar umutsuz yapan? Ahh, babam yaaa.
Ve annem... Hayatını , o küçük yetim çocuğu mutlu etmeye adamış kadın.. Mutlu etmek diye birşeyin mümkün olmadığını , sadece mutlu olunabileceğini bilmeyen kadınım..
Hayatlarımız böyle geçip giderdi.. Ve babam artık, "dil şad olacak diye" beklemezdi..
Şimdi.. O yedi yaşındaki küçük kız değilim..Vardır dökülen yaşlarımın bir sebebi.. Saçıma karlar da yağmadı henüz.. Dilimde ve yüreğimde bir baba yadigarı sadece, usul usul sadece kendime fısıldadığım..
Dil şâd olacak diye, kaç yıl avuttu felek........
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder