1950 lerde , genç ve yakışıklı bir adamın bütün ailesine sırtını dönüp , kendisinden 9 yaş büyük , dul ve çocuğu olan bir kadınla evlenebilmesi kolay iş olmasa gerek..
O , hayatım boyunca tanıdığım erkeklerin içinde kadını en güzel aşkla bağlı kalabilen adamdı..
O, sevdaydı.. Sevdalıydı.. İlerleyen yaşına, gözlerine çöken gri bir pusa rağmen ,O, karısına hâlâ tutkuyla bakabilen adamdı..
Hayatın gençlikte farklı , yaşlılıkta farkı şekillerde imtihan etmişti onları..İmtihanlar değişse da, onlar her seferinde başardılar..
Birgün kadın hastalandı.. Bir şeker koması, ardından beyin felci..6 yıl boyunca yatağa mahkumdu artık.. Aynı evin içinde birlikte yaşadıkları kızlarına rağmen, O, Zehra hanım dediği aşkını kimsenin eline bırakmadı..
Çocuk yaşımda ne büyüleyici bir sahneydi.. Bir adamın, hasta eşine yemeğini yedirişi, onu banyo ettirmesi, saçlarını okşayarak tarayışı , hastalığın ilerleyen aşamasında bir bebek gibi altını değiştirişi.. Yüzünde bir kez olsun, bıkkınlık ifadesi olmaksızın bunları yapışı..
Aşk böyle birşeydi işte.. Aşk.. Uzun soluklu bir maratondu.. Çocuk aklımla kavradığım buydu..
Ve Zehra hanım gidince büsbütün yalnız kalışını gördüm.. Kanadı kırılmış bir güvercin gibi, ordan oraya koşuşturmasını, hayatına bir anlam verme çabalarını , ve ne zaman aşkının adı geçce, dolmuş gözleriye odadan çıkışını gördüm..
Bugün, o taşın kenarına oturup başucundaki mermeri okşadığımda onada fısıldadığım gibi.. Burda olsaydı, olabilseydi, beni en iyi anlayabilecek olan oydu biliyorum..Ona, bugün seni anlattım.. dinledi.. anladığından eminim.. Belki gelip usulca saçımı okşadı.. Ağlama dedi.. Ağlama geçecek dedi.. Kendi imtihanlarını hatırlattı sonra.. Sarıldı.. Öptü.. kokladı.. Eskiden olduğu gibi..
17 yıl olmuş.. Koskocaman 17 yıl.. Yokluğunu hala kabullenemediğim 17 tane yıl.. Onu çok özlemiştim.. Onu hep çok özlerdim zaten.. Ama bugün bir başkaydı.. Bunu , ona da söyledim..
Bugün, tam da bugün yanımda olmalıydı..Beni anlardı biliyorum..
Çok özledim be seni.. Çok..
O , hayatım boyunca tanıdığım erkeklerin içinde kadını en güzel aşkla bağlı kalabilen adamdı..
O, sevdaydı.. Sevdalıydı.. İlerleyen yaşına, gözlerine çöken gri bir pusa rağmen ,O, karısına hâlâ tutkuyla bakabilen adamdı..
Hayatın gençlikte farklı , yaşlılıkta farkı şekillerde imtihan etmişti onları..İmtihanlar değişse da, onlar her seferinde başardılar..
Birgün kadın hastalandı.. Bir şeker koması, ardından beyin felci..6 yıl boyunca yatağa mahkumdu artık.. Aynı evin içinde birlikte yaşadıkları kızlarına rağmen, O, Zehra hanım dediği aşkını kimsenin eline bırakmadı..
Çocuk yaşımda ne büyüleyici bir sahneydi.. Bir adamın, hasta eşine yemeğini yedirişi, onu banyo ettirmesi, saçlarını okşayarak tarayışı , hastalığın ilerleyen aşamasında bir bebek gibi altını değiştirişi.. Yüzünde bir kez olsun, bıkkınlık ifadesi olmaksızın bunları yapışı..
Aşk böyle birşeydi işte.. Aşk.. Uzun soluklu bir maratondu.. Çocuk aklımla kavradığım buydu..
Ve Zehra hanım gidince büsbütün yalnız kalışını gördüm.. Kanadı kırılmış bir güvercin gibi, ordan oraya koşuşturmasını, hayatına bir anlam verme çabalarını , ve ne zaman aşkının adı geçce, dolmuş gözleriye odadan çıkışını gördüm..
Bugün, o taşın kenarına oturup başucundaki mermeri okşadığımda onada fısıldadığım gibi.. Burda olsaydı, olabilseydi, beni en iyi anlayabilecek olan oydu biliyorum..Ona, bugün seni anlattım.. dinledi.. anladığından eminim.. Belki gelip usulca saçımı okşadı.. Ağlama dedi.. Ağlama geçecek dedi.. Kendi imtihanlarını hatırlattı sonra.. Sarıldı.. Öptü.. kokladı.. Eskiden olduğu gibi..
17 yıl olmuş.. Koskocaman 17 yıl.. Yokluğunu hala kabullenemediğim 17 tane yıl.. Onu çok özlemiştim.. Onu hep çok özlerdim zaten.. Ama bugün bir başkaydı.. Bunu , ona da söyledim..
Bugün, tam da bugün yanımda olmalıydı..Beni anlardı biliyorum..
Çok özledim be seni.. Çok..
bunu sonradan gördüm. gidip yatacaktım, vazgeçtim. yazı yazdıracak bana. öbür başlığı da düzeltme, boşver. eyv..
YanıtlaSil