13 Kasım 2009 Cuma

pia RÖLANS dedi..

Pia'nın kafası karşıktı .. Çok karışıktı üstelik..
Herşey birbirine karışmıştı.. Görüntülerin hepsi birbirine geçmeye başlamış, suretler biçimlerini yitirip silüete dönüşmüştü.. Renklerin üzerine, gri bir sis inmişti adeta..

Herkes, kendi hamlesini yapmış sıra Pia ya gelmişti.. Pia , hamle sırasının kendisine geldiğini, masadakilerin ikazıyla farketti..

Garip bir şekilde sarsıldı.. Bu masayı, bu yüzleri ilk kez görür gibiydi.. Sanki ,aslında ait olmadığı bir dünyaya isteği dışında, bir anda gönderilmişi gibiydi.. Şaşkın bakışlarla masadakilerin yüzlerine baktı..

Şimdi sıra ondaydı..
Ama O ,başını sonunu, bilmediği, bir oyunun ortasındaydı..
Ne neler olduğunu, ne neden olduğunu analayamıyordu üstelik..
Tek bildiği ne yapacağını bilmediğiydi..

Kalkıp gidemeyeceğini biliyordu..
Evet PİA GİTMEYECEKTİ.

Ama doğru hamleyi de kestiremiyordu şimdilik..
Belki bir süre kendini toparlamalı, uzun uzun düşünmeliydi..

Derin bir nefes aldı.. Herkes ne yapacağını beklerken RÖLANS dedi..
Usulca masadan kalkıp, pencerenin kenarına gitti..
Yağmur yağıyordu.. Bir sigara yaktı..
Yağmurda edilen duaların kabul edildiğine inanarak Allaha yöneldi..
Rabbim ne olur bana yardım et.. Yol göster.. dedi..

Ve sustu..

12 Kasım 2009 Perşembe

sırtıma vurdum sırrımı.. sustum..

Sırtımı görmek ister misin?
Sahi ister misin bunu?
O kat kat renkli elbiselerimin altında, herkesten, kendimden bile gizlediğim sırtımı ..
İstemezsin inan.. Bilsen istemezsin..
Şaşarsın ..
O küçücük sırta, bu kadar yara izinin nasıl olup da sığabildiğine şaşarsın..
Çünkü , ben bile şaşırıyorum arasıra..

****

Geceydi..
Yağmur yağıyordu..
Yağmur, kirlerimi arıtan değildi sadece.. Yağmur, üzerimdeki kanı yıkayandı, saklayandı berrak damlalarımı.. Yağmur okşayandı, öpendi ,sarandı.. Yağmur, tek şahidiydi yaralarımın..
Yağmur yağıyordu..
Soyunup , yağmura sunmak vaktiydi kendimi.. Kan fena sızıyordu.. Fena sızıyordu.. Her an biri görebilirdi, elbisemin kusacağı kan lekesini..
Soyundum.. Öpüştük önce.. Göz pınarlarlarımdan öptü beni yine..
"Yine mi" diye sordu.. Acıyan sesiyle..
"Yine " diye fısıldadım..

Önce hiç birşey sormadı, söylemedi.. Sadece yıkadı beni.. Sırtımı her sıvazlayışında, çığlıklar atıyordum.. Çığlıklarımı sadece yağmur duyuyordu.. Yağmur bile kulaklarını tıkıyordu farkındaydım.. Gök gürültülerini salıyordu, sesimi bastırmak için..
Yağmur... Yağmur yaralarımı yakıyordu..

-Ne zaman vazgeçeceksin bundan?
-...
-Söyle ne zaman iflâh olacaksın sen? Ne zaman, vazgeçeceksin şu koşulsuz güvenmelerden? Ne zaman öğreneceksin sırtını kollamayı? Hesap yapmayı? Temkinli olmayı? Ne zaman öğreneceksin?

O da biliyordu aslında, hiç bir zaman iflâh olmayacağımı..
Bir şey söylemek istedim.. Ona ağzının payını vermek..

-Siz değilmiydiniz, "biri hakkında sui zanda bulunup haklı çıkmaktansa , hüsnü zanda bulunup yanılmak daha iyidir diyen?
-Evet ama..
-Aması yok.. Ölçülerin aması olmaz..
-Ama , sırtın.. Daha ne kadar dayanacak bu işkenceye?
-Dayanır o.. Merak etme..
-Garip olan ne biliyor musun?
-Ne?
-Şimdiye kadar, bu derinin nasırlaşması gerekiyordu.. Öyle olur genelde.. Ama seninki..
-Hâlâ, bir bebeğinki kadar ince değil mi?
-Evet.. Hem de çok ince..
-...
-...
-Hadi sus! Sadece yıka beni.. Bana bildiklerimi anlatma.. Yapamayacaklarımı isteme benden.. Bari sen, ahkâm kesme.. Bari sen sorma, sorgulama.. Bari sen yargılama beni.. Sus hadi! Sus ve sadece yıka!

Başka birşey söylemedi.. Sadece yıkadı yaralarımı..

Usulca giydim renkli elbisemi..
Harikaydım..
Rengarenktim..
Kimse anlayamazdı olup biteni.. Bir tek yağmur..
Yağmur beni satmazdı bilirdim.. Yağmur, ihanet etmezdi.. Yağmur, insan gibi değildi ki.. Hem ,sırrımı bilen damlalar çoktan toprağa karışmıştı bile..
Sırrımı yağmura emanet etmenin rahatlığı içindeydim..

****

Oda..
Odam diyemediğim odadaydım .. Zihnimde birbirine düğüm olmuş yüzlerce şey..Cevabını bilmediğim sorular işkencesindeydim yine..
İçime serpilen şüphe tohumlarını izliyordum.. Onları içime serpen elleri tanıyordum.. Tanıdık ellerden , aklıma salıverilen korkular, beynime saplanan kıymıklar..
Zaten bunları yapabilmesi için, o elleri tanıyor olması gerekiyordu insanın..
İhanet, yakından ateşlenmesi gereken bir silahtı.. Uzaktaki bir ihanetle kimse vurulmuyordu.. Yakın, çok yakın, en yakından ateşlenirdi ihanet..

Düşündüm..
Şahmeran'ı , Camsap'ı, Belkıya'yı ....
Şahmeranın, acısını hissettim sol yanımda..

****

Susmalıydım..
Sustuğumu bile belli etmeden , sessiz sedasız susmalıydım...
Sırlarım olduğunu bile unutmalıydım..
Bir söz vermiştim.. Sözümü tutmalıydım...
Susmalıydım..
Sustum..

illegal aşk

Alıp sana dair cümlelerimi,
Yasadışı sloganlar gibi
Yazmak istiyorum şehrimin duvarlarına

İzbe sokakların yutturduğu
Ve yuttuğu kahpe sevdalar inat,
Ve inadına yüreksiz ağızların
Bir başıma,
Tek başıma,
Adını haykırmak..

El yazması
Dîl sızması bildiriler dağıtmak
Lise çağındaki çocuklara..

Akşam olup,
Çekilince korkak tahammüller, sığınaklarına..
Sıkı sıkıya örtülünce perdeler..
Işıklar karartılınca..
Düşü başka,
Gerçeği başka sevişmeler
Kavuramazken yatakları..

Zillerine basıp kaçmak istiyorum bütün evlerin..
Ve minarelerden vakitsiz okunan bir ezan gibi..
Titretmek semalarını şehrimin..

UyanEy İstanbul!
Aşk geldi...

11 Kasım 2009 Çarşamba

AŞK'ı AŞK'a anlatmak..


Şimdi oturup sayfalarca yazabilirim Aşk'a..

Ve yazabilirim Aşk'ı..

Yüzlerce süslü cümle..

Binlerce sevişen kelime..

Yapabilirim biliyorum..

Yapabilirim biliyorsun..


Ahh Aşk!

Sen ki; susuşumda bile sesimi işiten..

Sen ki , gidişimde bile kalışımı bilen...

Sana , seni daha nasıl anlatayım ki..



O çok bildik üç kelimeyi alıyorum şimdi dîl'ime..

Ve sana, kimsenin kimseye söylemediği bir tek cümle yazıyorum..



SENİ ÇOK SEVİYORUM..



beni büyüt..

Ey Aşk!
Beni öyle büyüt , öyle büyüt ki sEnde..
Benden başka birşeye yer kalmasın kalbinde....
Tıpkı senin,
Ben bırakmadığın gibi bende...

mor


Tutkumun kırmızısı var tenimde,
ihtiyacım olan tekşey
senin koyu, derin mavin..

Hadi ver onu bana..

Bir renk yaratacağım sana
Mor..
ve adını AŞK koyacağım o rengin....

secde..

Seni dinden çıkarmaktan korkarım..
Korkarım sana bunu yapmaktan..

ahh adam bir bilsen sana olan aşkımı
birtek şey kalır yapacak sana..
Râm olmak bana..
Bana tapmak..
Kul olmak..

ruhun secde eder bana o zaman..
kıyam durur karşımda arzuların
ahh adam,
sana aşkımı çırılçıplak bir soysam..
ne sen kalır ortada
ne ben..

Kavruluruz...