
-Burda bir yerde olmalı... burda bir yerde olmalı..Bulmalıyım ..bulmalıyım..
-Tamam canım sakin ol.. Şimdi bulurum ben..
..................
Bir çocuk neşesiyle girdi eve.Elinde küçük bir poşet.."Ne aldın "dedi annesi.. hiç.. Önemli birşey değil. UNICEF yararına satılan bir puzzle sadece.."
Yemeği apar topar yedi. Uzun zamandır ilk defa bu kadar heyecanlanıyordu.Yıllardır hep yapmak istediği ama bir sebeple hep ertelenmiş ,ihmal edilmiş ,küçük çocukça bir sevinç.
Yemek biter bitmez odaya koştu..Küçük oda bu iş için biçilmiş kaftandı.Bu sayede annesinin deyimiyle "döküntüler"i ortalıkta görünmeyecekti.
Kutuyu açtı, parçaların tamamını boşalttı halının üzerine. Tam 1200 parça..Hımm, kaba bir hesapla 40*30 luk parçacıklar kümesi.. Ne kadar zor olabiliridi..
Kapı aralandi..Babasıydı gelen :
-girebilir miyim.
-Elbette..
-Hımm. Chagall ha..
-evet.. Güzel değil mi?
-Ama zor... Neden bunu seçtin.
-Bilmem.sanırım katalogdakilerin en güzeliydi.
-Ver bakayım katalogu... hımm.. Daha popüler bir şeyler bulabilirmişsin.. Mesela Van gogh.. Neden onu seçmedin.
-Çünkü çok bilindik..O zaman kimse bu kimin diye sormaz ki Değil mi?
Muzır bir gülümseyişle baktı babasına..
-Bunu seçmenin tek sebebi bu mu cidden..
-Başka ne olabilir ki.
-Mesela zor olması..Yada karmaşık..
-Bilmem..belki...
-Hep zor olmalı değil mi?Hep seni zorlamalı.. Hiç değişmiyorsun.. Yorulmayı seviyorsun değil mi? Uğraşmayı..
-Evet.. Çok..
-Aradı mı ?
-Yok ben aradım.. dışardaymış.... Her zamanki gibi..
-Sıkma canını..
-Yok.sıkmıyorum merak etme sen..
-Yardım ister misin
-Yok sağol..Sanırım becerebilirim..
-Çok fazla kırmızı var.. dikkat et.. İstersen önce açık renklerle başla.
-Sınırlardan başlayacağım.. Sınırları belirleyebilirsem daha kolay olur sanırım..
-Sen bilirsin.. Ama dikkat et.. Çok uzun süre kırmızıya bakmak insanı delirtebilir..Haberin olsun..
Kafasını kaldırıp babasına baktı.
-Bunca şeyden sonra beni puzzle kırmızıları çıldırtırmış ...Alemsin baba..
Babası çıktı..
Özenle ayırmaya başladı parçaları.. Yüzlerce birbirine benzer kırmızı ve bir avuç kırmızı beyaz yeşilli olanlar.. Sonra kırmızıların tek tarafı düz kesilmiş olanları ayırma faslı...Ve başladı..
Artık , her akşam iş çıkışı yemeği acele ile yiyip odasına çekiliyordu..Yüzlerle kırmızı parçacıkla saatlerce,çoğu zamansabaha kadar uğraşıyordu..Göz altları kararmaya başlıyordu.. İş yerinde onca uykusuzluğa ramen direniyor,akşamları koyu bir kahve ile kendine gelip adeta bir ibadet sessizliği içersinde odasına dönüyordu.. Günler, haftalar geçti.Artık işe giderken odanın kapısı kilitlemeye başlamıştı..O odada ne olduğunu, puzzleın ne durumda olduğunu kimse bilmiyordu.. Odaya girmek isteyenler azarlanıyor, en kısa cümlelerle nerdeyse kovuluyordu..
sanırım 2. ayın sonuydu..Bir sabah evden çıkarken babası omuzuna dokundu.:
-Herşey yolunda mı?
Zoraki bir gülümseme ile
-Merak etme az kaldı dedi.
-Sevindim.. yardıma ihtiyacın olursa....
Sözünü ağzında kesti babasının..
Anlaşılmaz bir öfke ile.. O küçüçück kırmızı şeytanlarla başa çıkamayacağımı mı sanıyorsun..Bunu yapabilirim.. Bunu yapacağım.. Ama ters giden birşey var...Ters giden bir şey.. Yerine oturtamıyorum.. kayıp bir şey var...Bir parça belki.. Defalarca saydım..Tam 1200 parça eksik yok gibi ama bir eksik var.. Oynuyorlar benimle..Nezaman başlasam bir tanesi hep saklanıyor..Tam bitirecek ken bakıyorum, yanlış parçaları uç uca eklemişim.. Baba...Bu gece çözeceğim bu işi...
-Tamam yavrum...
Çıktı..her zaman ki gibi koşarak geldi eve..Yemek bile yemeden odaya kapandı..
Gecenin ilerleyen saatleriydi. Ev halkı kırılan cam sesleri ve çığlıklarıyla uyandı..
-Lanet olsun nerdesin.?Çık ortaya artık.Hangi cehenneme saklandınsa çık..
Kapıyı menteşelerinden oynatarak girdiler içeri..
Yere bağdaş kurmuş oturuyordu..Kırık camlar halının üzerinde. puzzle hiç başlanmamışcasına paramparçaydı..Yer kırmızı parçacıklarla doluydu..
Mahçup bir çocuk gibi kaldırıp başını babasına baktı...
-Baba! Bulamadım onu baba..Yine saklanndı.. Bulamadım..
-Tamam canım..tamam yavrum...
..............
Soğuk bir hastane koridorunda bir baba.. çaresiz, bitkin...
-Nasıl doktor?
-Çok yorgun...ama düzelecek..
-O çok yorgun doktor.. Kendisinin bile farkedemediği kadar yoğun.
-Merak etmeyin.. Geçecek...
Bu sırda koridorun sonundaki odadan gelen sesler koridorda dağılır...
-Burda bir yerde olmalı... burda bir yerde olmalı..Bulmalıyım ..bulmalıyım..
